1922 senesinde Ardahan iline bağlı olan Göle ilçesinin Hoşdülbent köyünde doğmuş, 1996 senesinde vefat etmiştir. Babasının adı Halil, annesinin adı ise Güllü'dür. Kendisinden beş yaş büyük olan bir abisi vardır, iki kardeşlerdir. Asıl adı Fermani Kızılateş'tir. İlkokulu köyünde okudu.
Çocukluk yılları köyünde geçmiştir. Her köy çocuğu gibi Ferman Baba da köyünde var olan yerli kültürün içinde büyümüştür. Bu nedenle, küçük yaşlarda türküye ve şiire ilgi duymaya başladığını söyleyebiliriz. Türkü söyleme geleneği yörede tek eğlence kaynağı olduğu için, böylesi bir gelenek içinde büyümüştür.
Türküleri doğru söylemek için, yazarak öğrenme geleneği zaten yörede var olan bir gelenektir. Bu geleneğe Ferman Baba da uymuş ve türkü sözlerini doğru öğrenmek için, yazarak öğrenmeye başlamıştır. O zamanlar yazdığı türkü notları elimizdedir.
Yaşadığı yörede aşıklık geleneği çok yaygındır. Bu nedenle yöre gençleri aşık havalarını genelde bilirler. Ferman Baba özellikle yörede "Sofu Emmi" olarak bilinen Cimşit Kızılateş (1886 – 1984) ve "Celal Oğlan" adıyla anılan Celal Kızılateş (1918 – 1959) adlı amcalarının desteğiyle türkü ve şiire ilişkin bilgisini geliştirdi. Aynı dönemlerde Sofu Emmi'den kaval, yörenin ünlü davulcusu olan Celal Oğlan'dan ise diğer çalgıları öğrendi.
Gençlik yıllarında sadece usta malı türkülerin yanı sıra, halaylarda ise, sürekli halay türküleri söyleyen biri olarak askerlik çağına kadar köyde yaşamıştır.
1942 yılında askere gider. "Edirne'nin oralarda askerlik yaptım" derdi. Savaş sonuna kadar askerlik yapar ve tek gün izin kullanmadığını söyler dururdu. Nöbet sırasında bir ayağı ve göğsü donduğu için belli bir süre hastanende yattığını söylerdi. Teskere alınca köyüne geri döner.
Ferman Baba askerlik yaparken babası ölür. Annesi ve abisi ile birlikte köyünde yaşamaya başlar.
1948 yılında Arpaşen köyünden sevdiği kızı kaçırarak onunla evlenir. Bu evlilikten beş tane çocuğu olur. İki oğlan üç kız.
Gençlik yıllarında yaktığı türkülerde mahlas kullanmayan Ferman Baba, bazen "Fermani" mahlasını kullandıysa da daha sonra "Ferman Baba" mahlasında karar kıldı.
Geleneksel aşık kültürü içinde yaygın olarak bildiğimiz Narmanlı Sümmani, Yunus Emre, Karaca Oğlan, Ercişli Emrah, Köroğlu, Kerem Dede, Aşık Garip, Sürmeli Bey gibi ozanlardan etkilendiğini söyleyebiliriz.
Kuzeydoğu Anadolu aşıklık geleneğinde anlatılagelen destanların yöreye özgü çeşitlemelerinin çoğunu bilen sayılı ozanlardan birisidir. Köroğlu'nun yedi kolunu bildiğinden bugüne aktarılması konusunda önemli bir kaynak sayılmaktadır.
Şiirin yanında türkülere ilişkin önemli bir kaynak kişi olan Ferman Baba, yöresinden birçok türkünün arşivlere aktarılmasında aracılık etti. Özellikle oğlu aracılığıyla çeşitli sanatçılara aktarılan türkülerin bir bölümü çeşitli dergilerde ve internet sitelerinde yayımlandı. Dahası "Ardahan Türküleri" adlı kitap çalışmasında kendi türkülerine ve kaynaklık ettiği onlarca türküye yer verilmiştir.
Yaşamı boyunca dolaştığı yörelerde birçok türkü ve hikaye, destan öğrenmiştir. Bunları zaman zaman öğrendiği yöre adıyla anlatırdı. 1963 yılında Ankara'ya yerleşti. Ölene kadar Ankara Mamak'da yaşadı.
Ferman Baba'nın birçok şiiri başta Kazım Birlik, Gökhan Temur, Aşık Kevseri, Hetemli gibi müzisyenler tarafından bestelendi. Bu türkülerin tamamına "Ardahan Türküleri" kitabında yer verilmiştir.
Bestelenen türküleri birçok sanatçı seslendirmiştir. Bunları sırasıyla yazarsak; Kazım Birlik, Selda Bağcan, Gülşen Kutlu, Serhat Raşa, Erkan Su, Orhan Hakalmaz, Gökhan Temur, Gökhan Ataman, Aşık Kevseri ve Hatemli gibi sanatçılardır.
Ferman Baba, uzun yıllar bir devlet kurumunda işçi olarak çalıştıktan sonra emekli oldu. Ankara'da öldü ve Karşıyaka mezarlığında toprağa verildi.
Her ozanda gurbet olayı bir başka işlenmiştir. Doğulu ozanlarda gurbet olayı sefer olarak işlenir. Her ozanın bir ya da birkaç seferi vardır. Bunlar aynı zamanda halk yazını içinde adı geçen ozanın gezileri olarak destanlaştırılıp anlatılır. Ferman Baba da gurbet genelde geniş sahaya yayılmıştır. Öyle sefer olarak aktarılmış bir anlatısı yoktur. Ancak gurbet üstüne oldukça yoğun şiirleri vardır.
Ferman Baba gurbet denilen yaşamın içine girdiği zaman sadece ve sadece karısı Sinem'e şiirler yazmıştır. Türkülerinde hep Sinem adını işlemiştir.
Belli dönemlerde kış aylarında gurbete gidip çalışmak olayı olsa da bu şiirlerine yansımıştır. En son Ankara'ya göç edince zaten gurbet sıla karışık bir hal almıştır, öylece şiirlerine yansımıştır.
Aşıklık sanatında genelde badeli aşıkların tümü için söylenen bir söz vardır. Bunlar rüyada bade içme olayından sonra bütün ilmi bilgileri o badeyle alırlar. Bunların ümmi oldukları özenle vurgulanır. Çünkü okuma–yazma gibi bir lüksleri yoktur. Ayrıca buna da gerek yok. Olay bir anda görülen rüyayla tamamlanmıştır. Gerekli olan ne kadar bilgi ve beceri varsa badeyi içen aşık tümünü öğrenmiştir. Badeli aşıklara üç bade sunulur:
Birincisi aşk, ikincisi saz söz, üçüncüsü tüm bilgiler. Tüm bilimler derken, din kitabı olarak bilinen dört kitabın dördünü de ezberletiyorlar o an. Ozanların kendileri bunu söylüyor. Dolayısıyla Ferman Baba'da böylesi bir olay olduğunu hiç duymadık. Kendisi de söylemedi. Yani Ferman Baba badeli aşık değildir. Her ne biliyorsa kendi çabasıyla öğrenmiştir. Bu böyle biline.
"Her aşığın bir ahı var." Ümit Kaftancıoğlu'nun hazırlayıp sunduğu "Dilden Dile" adlı radyo programında açılış müziğiyle birlikte verilen bu söz gelmiş geçmiş onca aşığın yaşamına ışık tutuyor diyebilirim. Bu sözü Ferman Baba için söylersek, öyle ya, Ferman Baba'nın da bir ahı vardı. Ferman Baba bizim çağın insanıdır. Bize öyle uzak bir yerde değildir. Yani, çağımızın insandır. Bizimle birlikte yaşamıştır. Sohbetlerine katılmış, kendisini canlı canlı dinlemişizdir. Bunun için öyle pek hatalı söz söylemek mümkün değildir.
Ferman Baba'nın, Bekir Karadeniz 1900'den 2000'e Halk Şiiri. Atılım Üniversitesi, Birinci Baskı Ekim 2007; Doğulu Halk Şairleri Bekir Karadeniz ve Orhan Bahçıvan, Karamavi Yayınları 1. Baskı Temmuz 2010; Alevi-Bektaşi Şairleri Bekir Karadeniz ve Ali Cem Akbulut, Karamavi Yayınları 1. Baskı Mart 2016; Ardahan Türküleri Orhan Bahçıvan, Gökhan Temur, Selçuk Murat Kızılateş, Ardahan Valiliği Kültür
Yayınları 1. Baskı Şubat 2016 kaynaklarında eserleri bulunmaktaktadır.