Tıfli, aslen Ordulu olup, 1850 (1265)'de Mudurnu'da doğmuştur. Babası Hasan Sıtkı Efendi'dir. İlk tahsilini müteakip Amasya Rüştiyesi'ne girdi. Mezun olduktan sonra da Trabzon Mektubi Kaleminde çalıştı. Erzurum'da askerken Dördüncü Ordu Katipliğinde görev aldı. Bedel vererek Trabzon'a döndü. Buradan, babasının bulunduğu Giresun'a geldi. Sonra Ordu'da Tahrirat Katibi oldu. Fakat görevlerinin sonu gelmedi...
O sırada çıkan Rus Savaşına gönüllü olarak katıldı. Gösterdiği başarılardan ötürü Kolağası rütbesine erişti. 1888'de resmi görevinden ayrılarak Büben'e çekildi; ziraatla uğraştı. Ancak, çalışma aşkı sönmemiş olacak ki, dedesinin, köyünde yaptırdığı medresede öğretmenlik, sonra Ordu Belediye Başkanlığı ve Ordu Müftülüğü görevlerinde bulundu. 11 Ocak 1908 (1323)'de vefat etti.
Kendi kendini yetiştirip Arapça ve Farsça öğrenen Tıfli, Divan sahibidir. Divanındaki Münacat'ı, Na't'ı, Mersiye'si, Tarihi Kaside'si, Gazeller'i, Musammat ve Şarkıları, Terkib-i Bend'i, Terci-i Bend'i, Hicviyeleri büyük divan şairlerini hemen hemen aratmaz.
Nitekim Trabzonlu şair Salim Efendi onun için: "Ordu'nun Büyük Şairi Tıfli Efendi, Kasidede, Nef'i, Gazelde Nabi'nin hayrulhalefi sayılır" demiştir. Fikirleri o kadar geniş idi ki, büyük şairlere bile iktidarını teslim ettirdi.
Divanındaki manzumelerini, aruzun belirli kalıplarıyla yazmış ve ne yazık ki birçok divan şairi gibi imale ve zihaflardan kurtulamamıştır. Dili oldukça terkipli, mazmunları klasik; fakat mana ve hayali zengindir.
Gazellerinde aşk ile yanıp tutuşan, mey ile kendinden geçen, sevgiliye vurulan şair, sosyal hayatının arzularını, acılarını, çirkinliklerini, kötülüklerini, devrin bozuk yönetimini, kof yöneticilerini hicviyeleriyle yansıtmaktan da çekinmemiştir.
Koşmalarında, duraklı-duraksız on birli hece kalıbını kullanmıştır. Dili oldukça sadedir. Ancak yine de bazen, gazellerini andırmaktan kendini alamaz. Hatta bazı mazmunlara da başvurur.