Dadaloğlu, Toroslarda dolaşan Türkmenlerin Avşar boyundandır. Her göçebe gibi onu da muayyen bir şehre, bir köye bağlamak imkansızdır. Nitekim, Dadaloğlu'nu birçok kasabalar ve köyler, hatta aşiretler benimsemektedir.
Babasının da, Dadaloğlu diye anılan Aşık Musa adlı bir şair olduğunu ve zamanın vakalarına dair şiirler yazdığını tarihi bir vesikadan öğreniyoruz. Asıl büyük Türkmen halk şairi Dadaloğlu'nun adı Veli'dir; hususi hayatına ait bilinen şeyler çok azdır. Mevcut bilgiler de halk arasında dolaşan şifahi rivayetlerden ibarettir. Bildiğimiz onun Kozan, Erzin, Payas civarında bir yerde doğduğu, daha çok Gavur-Dağları'nda yaşadığı, fakat hem göçebe, hem de aşık olduğu için bütün Çukurova'yı, baştan başa Torosları ve Orta Anadolu'yu dolaştığıdır. 1785-1865 yılları arasında yaşadığı tahmin olunuyor. Şiirlerinde anılan hadiseler bu iki tarih arasında geçmiştir. Dadaloğlu'nun hayatında en mühim hadise, hiç şüphe yok, Fırka-i İslahiye'nin Türkmen aşiretlerini yerlileştirme (iskan) teşebbüsleri ve Toroslardaki göçebelerin buna isyanlarıdır. Şiirlerinin çoğunda bu isyanın ifadesini buluruz.
Bundan başka, Küçük Alioğlu, Kozanoğlu gibi derebeylerinin yanında bulunduğunu ve o devirlerde derebeyleri arasında hiç eksik olmayan kavgalarla bu derebeylerinin hükümet tarafından tedip hareketlerine ve aşiretler arasındaki kavgalara dair türküler söylediğini de biliyoruz.
Dadaloğlu hiç şüphe yok, büyük bir halk şairidir. Pek az halk sanatkarına nasip olan kudretli bir sanat ifadesini onun şiirlerinde buluyoruz. O, hem bu bakımdan, hem de tasvir ettiği mühim tarihi ve sosyal hadiselere dair mensup olduğu zümrenin duyuş ve düşünüşlerini anlatmış olmak bakımından çok dikkate değer bir şahsiyettir.