İsmi, İsmail Dehmenoğlu'dur. 1909 yılında Elazığ'ın Keban ilçesine bağlı Nimri (şimdiki adıyla Pınarlar) köyünde doğdu. Mahlasını köyünün eski adından almıştır. On iki yaşındayken beş ay arayla baba ve annesini yitirdi. Kardeşleriyle birlikte yetim ve öksüz kaldı. O sıralarda Birinci Dünya Savaşı ile sürmekte olan İstiklal Savaşı'nın zorunlu mahrumiyetlerine katıldı. Açlık ve kıtlık içinde teselliyi şiir yazmakta buldu. 13 yaşındayken hayatının en büyük aşkını yaşadı. Bu konuda duygularını Nimri Dede şu şekilde dile getirir:
"Ömrümün bu devresinde gizliden gizliye bence güzeller ilahı denebilecek kadar güzel bir kıza aşık olmuştum. Ne çare ki aşk yıllarca sürdüğü halde ne ben ona aşkıma ait tek bir kelime söyleyebildim, ne de kendisi bana aşka ait bir iltifat gösterdi. Bu aşkım yıllarca için için kaynayıp bir sonuç hasıl olmayınca, bu aşkın mecazi yönünü aşkı ilahiye döndürmeye mecbur olduk."
1925 yılında İstanbul'da yaşamakta olan uzak bir akrabası Nimri Dede'nin yetimliğine acır ve kendisini İstanbul'a aldırır. Nimri Dede'yi İstanbul'daki Numune-i İrfan adlı bir okulda üç yıl okutur. Ne var ki okula geç yaşta başlayan Nimri Dede, yaşının büyüdüğü gerekçesiyse üç yıl sonra öğrenimden uzaklaştırılır.
İstanbul'da güreş sporuyla da ilgilenen Nimri Dede, 18 yaşındayken İstanbul - Kumkapı güreş takımında Greko-Romen stilinde güreşlere katıldı. Ancak bel fıtığı yüzünden bu sporu genç yaşta bırakmak zorunda kaldı.
İki kez evlenen Nimri Dede'nin ilk eşi kıskançlık sebebi ile çıldırarak intihar etmiş, Aşık, Mısırlı olan ikinci eşiyle evlenmiştir.
İlk eşinden yedi evladı olan Nimri Dede'nin ikinci eşinden de üç oğlu ile beş kızı dünyaya geldi.
Nimri Dede, coşku ve cezbe ozanıdır. Tasavvufta hal ehli sayılıp da şiirlerindeki kafa tutucu deyimleri hoş görülen aşıklarımızdan birisidir. Tüm deyimlerini, çıkış noktası ne olursa olsun kutsal inancın sağlam temellerinde oturtmakta gecikmez. Düşünce ve felsefesi Pir Sultan'ların, Kaygusuz Abdal'ların etkisini taşır.
Nimri Dede 1966 yılında Konya'da yapılan Türkiye Aşıklar Bayramlarına aralıklı olarak bazı yıllar katıldı.
Saz çalmayı bilmediği için yarışmalara atışma ve şiir dalında iştirak etti. Dinleyicilerin büyük ilgi ve beğenisini kazandı.