1962 yılında Adana'nın Kozan ilçesinin Gedikli köyünde dünyaya geldi. Mustafa Polat (Aşık Dertli Polat) özgeçmişini şöyle anlatıyor:
"Küçük yaştan beri şiir yazar, bağlama ve sazla kendi deyişlerimi çalar söylerim. Yurdun bütün ünlü ozanlarıyla sohbet, atışma ve taşlama yaptım. Yurdun çeşitli yörelerinde düzenlenen konserlere, yarışmalara katıldım. Mut ilçesindeki Aşıklar Şölenine, Feke Karacaoğlan Şenliği'ne, Karaisalı Aşıklar Şöleni'ne ve Konya'da yapılan Türkiye Aşıklar Bayramı'na katıldım. Çeşitli ödüller aldım.
Aşıklığıma gelince; 16 yaşımdayken köyümüzde rahmetli dedemden kalma kapısız, yapısız, tapusuz, ışıksız, eşiksiz, beşiksiz ve altı toprak üstü toprak harcı çamurdan taş duvardan örülmüş eski yapılı evimizde uyurken rüyamda bir ihtiyar kişi bana seslendi. Kendisi ırmağın öbür yönündeydi. "Ey oğul, Hak'tır hakikattir senin gideceğin menzil" dedi. Bana elindeki kırmızı şerbeti uzattı. Kadehi almak için uzandım. Ama arada ırmak vardı. Geçemedim. Bu kez ihtiyar ırmağı adımlayarak yanıma geldi. Kadehi bana verdi, "kan oğul" dedi. "Aşkın şırasına, haktan dile çaresine, yüreğinin yarasına, Ayfer gele derman ola". Omuzumu sıvazladı. Sonra birden kayboldu. Çaresiz bir halde ihtiyarı ararken, karşı tarafta ayın on dördüne benzeyen, siyah zülüfleri yüzüne gölge eyleyen, ince belli, uzun boylu, esmer, kara gözlü, narin bir dilber gördüm, ürperdim ve irkildim. Gülümsüyor, bana gel dercesine bakıyordu. Yanına yaklaştım. Bana "arayıp Ayfer'i bulasın Şah Dertli Polat" dedi. Elindeki bir gül koncasını attı. Koncayı kaptığım zaman gülde bulunan dikenlerden birisi parmağıma battı. Onun acısıyla uyandım. O gündür bu gündür Ayfer'i ararım.
Hala bulamadım. Ama bu rüyadan sonra sazda, seste ve şiirde Ayfer'i arıyorum."
Mustafa Polat saz çalmakta, güzel şiirler yazmaktadır. Halen Kozan ilçesinin on kilometre kuzeyinde Milne dağlarının eteğinde bulunan, yeşil çınarlarla donanmış, çam kokulu havasıyla insanı büyüleyen pınarların çağlayıp şakıdığı ve dağlardan aktığı Gedikli köyünde yaşıyor.