Halk ve Tasavvuf şiiri alanında günümüzde yetişmiş en güçlü şairlerden biri olan Rindi, şöhretten, şandan kaçan kişiliği yüzünden ne yazık ki çevresi dışında yeterince tanınmamıştır.
1908 yılında Sivas'ta doğan Rindi'nin asıl adı Ahmet Güneren olup, Şemsettin Sivasi'nin torunu, Şeyh Mehmet Efendi'nin oğludur. Son derece kültürlü, açık fikirli ve mütevazı bir kişiliğe sahip Rindi, başta Orman Müfettişliği olmak üzere Posta idaresi ve Demiryollarında çalıştıktan sonra 1941 yılında çok sevdiği eşini kaybetmesi üzerine kayıtsız yaşamak ve bir yere bağımlı olmamak için memuriyetten ayrılmış, İstanbul'da Kapalıçarşı'da seyyar elbisecilik yapmaya başlamıştı.
Şairin kendi soyadı Güneren olmasına rağmen şiirlerini dedesi Şemseddin Sivasi'nin soyadı olan Karaşemis ve Rindi mahlaslarıyla yazmıştır.
Gerçek bir rind, mutasavvıf ve aşkla yoğrulmuş bir insan olan Şeyh Ahmet Rindi'nin, rind meşrebinden dolayı derin ve geniş fikirleriyle mütenasip olmayan kılık kıyafeti, onu az tanıyanları şaşırtacak kadar tezat içindeydi. Görünüşten çok manaya bağlı olan şairin Tanrı'ya sitem şiirlerinde bile ince ve derin bir Tanrı'ya bağlılık gizlidir.
Eşinin ölümünden sonra bir daha evlenmeyen şair 20 Aralık 1960 tarihinde ve henüz elli iki yaşında iken İstanbul'da vefat etti.
Eski Türkçe olarak kendi el yazısı ile yazdığı ve birkaç defter ve dağınık kağıt parçalarında bulunan bin dört yüz kadar şiirlerini oğlu Elektrik Mühendisi Ali Kasım Karaşemis uzun süre üzerinde çalışarak tertip etmiş ve bu şiirlerden bir kısmını 1966 yılında babasının anısına "Son İkram" adı altında hacimli bir kitapta yayınlamıştır.
Şairin "Göndername" isimli destanı ünlüdür.