1912 senesinde Osmanlı İmparatorluğu topraklarında Van vilayetinde dünyaya gözlerini açan Türk Halk Müziği sanatçısı Ruhi Su, 20 Eylül 1985 tarihinde 73 yaşında, İstanbul'da Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Asıl adı Mehmet Ruhi Su'dur. 1942 ve 1985 yılları arasında etkin olmuştur. Kabri, Zincirlikuyu mezarlığında bulunmaktadır.
Anne ve babası hakkında bilgi bulunmaktadır. Ruhi Su'nun da bu konuda bilgisi mevcut değildir. Öksüzler yurdunda yetişmiştir. Akrabası da bulunmamaktadır. Bunlar göz önünde bulundurulduğunda oğlu Ilgın Ruhi Su, Ermeni olma ihtimallerinin güçlü olduğundan bahsetmektedir.
Ruhi Su küçüklüğünü, yoksul bir ailenin yanında evlatlık olarak, sonrasını da Darül Eytam olarak bilinen Adana Öksüzler Yurdunda geçirdi. Gençliğinde askeri okullarda eğitim gördü. Ancak tamamlamadı.
Adana Öğretmen Okulunda tahsilini görürken, Ankara Musiki Muallim Mektebi'ne girmeye hak kazandı. 1942 senesinde Ankara Devlet Konservatuvarında Şan bölümünü başarıyla tamamladı. Köy Enstitüsünde müzik öğretmenliği görevinde bulundu. Cumhurbaşkanlığı Orkestrasında ve Devlet Operasında çalıştı. Operada roller aldı. Türk Opera Sanatına büyük katkılarda bulundu.
Ankara Radyosunda "Ruhi Su Türküler Söylüyor" isimli bir program yaptı. Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinde dev bir koro oluşturdu.
Alevi deyişlerini okudu, Nazım Hikmet'in eserlerini besteledi. Her zaman sesini özenle korumak istedi. Sesine zeval gelmesin diye, kuruyemiş ve çamaşır suyundan uzak durdu.
1951 senesindeki TKP tevkifatı sebebiyle, 1952 ve 1957 seneleri arasında hapis yattı.
1960'lı yıllarda "Serdari halimiz böyle n'olacak? Kısa çöp uzundan hakkın alacak" türküsü sebebiyle "halkı sınıfları ayırmak" propagandasıyla radyodaki görevinden uzaklaştırıldı. Türkülerinde kullandığı siyasi konular yüzünden sürekli aleyhinde kampanyalar düzenlendi.
1975 senesinde Dostlar Korosunu oluşturdu. 1978 yılından sonra çıkardığı albümlerle halk müziğini kitlelere yaydı.
1977 senesinde pasaport aldı. Yurt dışında konserler verdi. Pasaportunun süresi dolunca gerekçe gösterilmeden yenilenmedi. Bu dönemde prostat kanserine yakalandı. Altı Alman sanatçının Kültür Bakanlığı'na bizzat başvuruları ile Su, pasaportunu yenileyebildi. Lakin tedavi amaçlı, sadece bir kerelik olmak üzere, çıkışına izin verildi. Geç verilen bu izin neticesinde tedavi olamadan, 20 Eylül 1985 tarihinde Cerrahpaşa Hastanesinde hayatını kaybetti. İki gün sonra toprağa verilen sanatçının cenazesi 12 Eylül darbe döneminin ilk büyük kitle gösterisine dönüştü ve cenazede yüz altmış üç kişi gözaltına alındı.
Vefatına kadar on altı adet 45'lik ve on bir uzunçalara imza attı. Merkezi İstanbul, Beyoğlu'nda bulunan Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı, eşi ve evladının desteğiyle CD, kaset ve plak üretimlerini sürdürdü. Eşi Sıdıka Su da, 18 Ekim 2006 tarihinde hayata gözlerini kapadı.
1971 senesinde "Seferberlik Türküleri ve Kuvayi Milliye Destanı", 1972 senesinde "Yunus Emre", "Karacaoğlan" ve "Pir Sultan Abdal", 1974 senesinde "Şiirler - Türküler" ve "Köroğlu", 1977 senesinde Sümeyra Çakır ile beraber "El Kapıları" ve yine Sümeyra Çakır ile birlikte "Sabahın Sahibi Var", 1986 senesinde "Pir Sultan'dan Levni'ye", 1987 senesinde "Kadıköy Tiyatrosu Konseri", 1988 senesinde "Beydağı'nın Başı" ve "Dadaloğlu ve Çevresi", 1989 senesinde "Huma Kuşu ve Taşlamalar", 1990 senesinde "Sultan Suyu - Pir Sultan Abdal'dan Deyişler", 1991 senesinde Sümeyra Çakır ile beraber "Dostlar Tiyatrosu Konseri", 1992 senesinde "Ankara'nın Taşına Bak" ve "Uyur İken Uyardılar", 1993 senesinde "Semahlar", "Çocuklar Göçler Balıklar", "Ekin İdim Oldum Harman", "Ezgili Yürek" ve "Zeybekler", 1994 senesinde "Barabar", 1995 senesinde "Aman Of" albümleri Ruhi Su'nun ve Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfının piyasaya sunduğu albümlerdir.