Bal arısı can dişinde işledi
Ayıya sunulan baldan utandım
Gündüz hayal etti gece düşledi
Yardıma koşmayan koldan utandım
İlgi ister bebe gibi kucaktan
Sütü kaynar taşar her gün ocaktan
Bu yanda ekinler yandı sıcaktan
Boşa akıp giden selden utandım
Söze gölge düşer baskın imalar
Başka tele vurgu yapar temalar
Aynaya akseden bildik simalar
Dilinde diken var gülden utandım
İnsanlık bir şeref sunulmuş bize
Bin bir nakış sanat çizildi yüze
Sanki nazar değdi gelindi göze
Sürüye karışan kuldan utandım
Bu topraklar ne insanlar büyüttü
Bir hortum geldi de her şeyi yuttu
Asırlık beşiğe koydu uyuttu
Çömlek bile olmaz kilden utandım
Malkoç Ali şehir havası koklar
Hormonlu gidişat tekeri tekler
Bu milleti ancak milli ruh paklar
Ziyneti yabani ilden utandım