Arzıhal eylesem ettiğin cevre
Mahabbet sadr olur yüze gelince
Aşık öldürmede yoktur akranın
Bir dem şive ile naa gelince
Kaşlarunu çatup gözler süzersin
Her baktıkça ciğerciğim ezersin
Eller ile yiyüp içüp gezersin
İstiğna satarsın bize gelince
Sen kimden öğrendin cefacılığı
Hançer alup derdli sinem delmeğe
İrtikab etmezsin bize gelmeği
Bakuculu musun bize gelince
Der ki Aşık Ömer bekler yolunu
Gördüm bir yad dermiş gonca gülünü
Söylediler nadan koçmuş belini
Ben koçulmam derdin bize gelince
***
Türk Halk Şiiri Antolojisi - Ali Püsküllüoğlu
Bilgi Yayınları: 224, Antoloji Dizisi: 2
Bilgi Yayınevi, Birinci Basım, Haziran - 1975
s.268'de eser şu şekilde aktarılmaktadır
(Kayıkçı Kul Mustafa'ya ait olarak)
Arzıhal eylesem ettiğin cevri
Muhabbet arz olur yüze gelince
Aşık öldürmekte akranın yoktur
Bir dem işve ile naza gelince
Kaşların çatarsın gözün süzersin
Her bakışta ciğerciğim üzersin
Yadlar ile yiyip içip gezersin
İstiğna satarsın bize gelince
Kaşların yay olmuş kirpikler oktur
Korkarım sevdiğim aşıkın çoktur
Peyitaht altında akranın yoktur
Keman kaşın ile göze gelince
Sen de mi öğrendin cefa kılmayı
Hançer alıp dertli sinem delmeyi
Tenezzül etmesin bize gelmeyi
Ya koçulur musun size gelince
Kul Mustafa eydür bekler yolunu
Rakipler de dermiş gonca gülünü
Yad eller de koçmuş ince belini
Ya koçulmam derdin söze gelince