Ağalar bakın sözüme
Bir nesne girmez gözüme
Dün gece birkaç köpekler
Düştüler benim izime
Gece karanlık görürler
Hırsız misali yürürler
Bir yat adamı gördükde
Ardına düşüp örürler
Bekçinin feneri söndü
Korkudan deliye döndü
Bir karanlıkta giderken
Bilseniz ne hale uğradı
Yakın gelince havladı
Benim eteğim kavradı
Bekçinin halin görenler
Acıyıp hem ağladı
Bekçiye biri sarıldı
Bekçi de gayet darıldı
Dört yanımız aldı köpekler
Gittikçe arttı hırladı
Kelpler aldı dört yanımız
Bacaktan aktı kanımız
Ellerinden aciz kaldık
Kalmadı hiç dermanımız
Bekçinin kaptı bacağın
Bekçi sürüdü ayağın
Kelbin biri de sıçradı
Bekçinin kaptı ayağın
Arından bekçi ağladı
Gayretle ciğer dağladı
Eline aldı sopasın
Kelp alayına oğradı
Bekçi şehit olayazdı
Gonca iken solayazdı
Bekçiniz darıldığından
Sakalını yolayazdı
Bekçi sopaya yapıştı
Köpekler ile dalaştı
Uğraşırken köpeklerle
Fenerci geldi yetişti
Bekçi haylice cenk itti
Köpeklere bir denk itti
Köpeklerin başlarına
Dar-i dünyayı tenk itti
Dağıtıp cümle kelpleri
Cümlesi döndüler geri
Bekçiniz bir erlik etti
Metholunsa vardır yeri
Ben olmayaydım yanında
Bekçi yüzerdi kanında
Kurtuldu bekçi çok şükür
Buldu beni sağ yanında
Dedi bana bak halime
Sarıldı benim elime
Dedim a bekçi kurtuldun
Kaçalım bekçi soluma
Birisi yol üzre yatmış
Halkı birbirine katmış
Tophane’de bir bekçiyi
Bir köpek boyunca yutmuş