Şu görünen Erciyes'in tepesi
Yaman olur Kayseri'nin efesi
Kulağın döğüyor elmas küpesi
Yayıl her derdine yandığım koyun
Yayıl ablasını sardığım koyun
Tarladan çekmedim toz olur deyi
Bazara çekmedim goz olur deyi
Duyar ablası da söz olur deyi
Yayıl her derdine yandığım koyun
Yayıl ablasını sardığım koyun
Derin guyulardan suyun çekeyim
Mermer daş üstüne tuzun ekeyim
Guzum yok ki ben guzumu yıkeyim
Yayıl her derdine yandığım koyun
Yayıl ablasını sardığım koyun
Uzun olur devemizin urganı
Gısa gelir Nilüfer'in yorganı
Garagoç da Musdafa'mın gurbanı
Yayıl her derdine yandığım koyun
Yayıl ablasını sardığım koyun
***
Ahmet Şükrü Esen "Anadolu Türküleri"
adlı kitabında türkünün çeşitlemesini şu şekilde
aktarıyor, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
Emel Matbaacılık, 1986 - Ankara, s.296
Karakoyun koyunların beyidir
Doğu koyun yüreğimin yağıdır
Yaylasını sorarsan Çiçek Dağıdır
Dön koyunum yayla zamanı değil
Koyun seni göre göre getirdim
Getirdim de argacına yatırdım
Ablam sağdı ben yanına oturdum
Yayıl hey derdine yandığım koyun
Koyun şu derede kuzuladın mı
Sağına soluna yaslanmadın mı
Çoban gelir diye gözlemedin mi
Yayıl hey derdine yandığım koyun
Koyun seni süreyim Alabayır'a
Tırnağın değmesin küme çayıra
Senin sahibini Allah kayıra
Yayıl hey derdine yandığım koyun
Koyun senin ile yaylaları yayladım
Dediler öldün ben oturdum ağladım
Alımı morumu çıkardım kara bağladım
Yayıl hey derdine yandığım koyun
Koyun seni gören bir delikanlı
Sağ yüzü sol yüzü püskürme benli
Veriririm yüz seki vermem ben seni
Yayıl hey derdine yandığım koyun