Şehadet ile düşerken minareler toprağa
Tekbir ile omuz verip kaldırdık gökyüzüne birer birer
Ne yardan geçtik ne serden geçtik
Törede ne varsa inandık Hak ölçülerinde
Vurduk kıstasa kırdık zincirleri
Cuma gecelerinin yasinleri ile
Sohbet eyledik gidenlerin ardından
Ağladık düşmana göstermeden
Kayaların yosun tutan tarafında
Hıçkırıklarımızı rüzgara vermedik ki
Yadeller namertler duyup ta sevinmesin diye
Birgün pusatlandık sevda mavzerini
Vurduk vurulduk sevdaların kör kurşunuyla
Yaşayamadık sevdalarımızdan vazgeçtik
Doyasıya seyredemedik yarın hilal kaşını
Gözlerinize bakamadık belki de gözümüzden kıskandık
Sonunda karanlık geceleri dost tuttuk kendimize
Zifiri zindan odalarda tutsaklığı yaşarken
Ak kılı çekip aldık ak sütün içinden
Derdimizi açtık kara gecelere
Ak duvarlara anlattık çilemizi
Garibim kara geceler
Ak duvarlar öyle dinlediler bizi
Niye sustular onu da bilemedik sonra döndük
Kara gecelere ak duvarlara üzüldük
Derdimiz ile üzüldü diye
Birgün bir seher vaktinde esselatü hayrun minenneum
Derken ezanlar sevdaların kudsiyetine el kaldırdık
Af diledik alemlerin Rabbinden
Minberde dinlerken sevdaların en yücesini
Cami duvarında satıldık ucuzlar soysuzlar tarafından
Tek çıkışlı dağlarda demir dövülürken
Tekbir gibi ses veren balyozun
Töresini düşünüp durduk her zaman
Aleme nizam dedik yaren tuttuk kendimize
Niceleri yol dostu olmuş bize
Sonra yine biz kaldık ki
Bu Allah'ın davasında bu bayrak davasında
Biz kaldık sevdiklerimizle beraber
Senelerce dert sofrasından bal yedik ekmeksiz
Allah'ın davasıdır dedik diyet istemedik
Eğilmedik kırıldık defalarca
Erkekçesine öldük yiğitçesine öldük
İpe giderken satmadık sevdiklerimizi
Kaldırdık hilal sancağını yaşadık Bozkurt töresini