Aşıklar aşka gelende dilinden söz alınmaz
Söz telde kendini bulur elinden saz alınmaz
Aşıkın aşkı deryadır onda yok olur damla
Kazanda kaynayan suyun içinden tuz alınmaz
Gündüz güne teslim olur geceler aya tutsak
Irmaklarda toy olurken dereler suya tutsak
Bilir misin ey sevgili bu garip neye tutsak
İnsanoğlu gizli sırdır özünden öz alınmaz
Kardelenler kara mahkum bülbüller zar içinde
Sensin benim tek umudum yaşarım zor içinde
Pervanesi olduğum yar geceler kor içinde
Ocak yanar alev olur ateşten köz alınmaz
Sen söyleme eller desin eğer varsa kıymetin
Aşkını kabristan eyle yıkılmasın devletin
Ey Sefai bu dünyada üç metre bez servetin
Ehli gönül sarrafa de altundan toz alınmaz