Edelim nazm ile bir hoş nasihat
Dinlesin talib-i destan olanlar
Verirse de nazmım cahile sıklet
Kadrin bilir sahip-irfan olanlar
Görmüş yok cihanda cahilden vefa
Vefa umup etme kendine cefa
Olur mu insana zehirden şifa
Fikr etsin gönülden ihvan olanlar
Sultan isen koyma boynunda vebal
Her işin sonunda var elbet zeval
Bir mezaristana git eyle sual
Kimdir o hak ile yeksan olanlar
Niçin garip oldu hükm-ü şariat
Kadının müftünün yediği rüşvet
İçkiden zinadan cahile növet
Vermiyor hafız-ı Kur'an olanlar
Küçük lokma ile dolmaz avurdu
Ne yaman insanı kastı kavurdu
Cihanın külünü göğe savurdu
Geçti sadarete hayvan olanlar
Bizleri bu ateş haşredek yakar
Sanma şimdi sular engine kar
Boşuna zannetme gırtlağa çıkar
Ecelden kalbine ferman olanlar
Alırsın rengini yeşilli morlu
İlletin yok iken olursun çorlu
Kılıç uran düşman olursa zorlu
Kurtulmaz mı süngü kalkan olanlar
Kimsenin kimseye yoktur sayesi
Katıldı sütlere cehlin mayesi
Tilkiye verildi aslan payesi
Tilki gölgesinde aslan olanlar
Herkes belasını azdı da buldu
İnsanda evvelki sadakat n'oldu
Eski sarayları beğenmez oldu
Yere sığmaz oldu sultan olanlar
Çark-ı felek kadim dönüp öğünmez
Dönerse de dahi iyliğe dönmez
Yedi derya suyu dökülse sönmez
Bu zulmün narından suzan olanlar
Seyrani kamiller ta'nın eylesin
Cahiller nutkunun zemmin eylesin
Bundan ala destan yapıp söylesin
Şairlikte merd-i meydan olanlar
***
Mustafa İslamoğlu, Seyrani, Hayatı, Kişiliği, Sanatı,
Şiirleri adlı kitabında eseri şu şekilde aktarmaktadır
(Denge Yayınları, İstanbul 2002, s.269-272)
Edelim nazm ile bir hoş nasihat
Dinlesin talib-i destan olanlar
Verirse de nazmım cahile sıklet
Kadrin bilir sahib'irfan olanlar
Görmüş yok cihanda cahilden vefa
Vefa edip etme kendine cefa
Olur mu insana zehirden şifa
Fikretsin gönülden irfan olanlar
Sultan isen koyma boynunda vebal
Her işin sonunda elbet var zeval
Bir mezaristana git eyle sual
Kimdir o hak ile yeksan olanlar
Niçin garip oldu hükm-i Şeriat
Kadının müftünün yediği rüşvet
İçkiden zinadan cahile nöbet
Vermiyor hafız-ı Kur'an olanlar
Küçük lokma ile dolmaz avurdu
Ne yaman insanı kastı kavurdu
Cihanın külünü göğe savurdu
Geçti sadarete hayvan olanlar
Cellatlar elinden yemişler satır
Kimisi tellaktır kimisi natır
Kara toprak içre gark olmuş yatır
Kimi vali kimi sultan olanlar
Meylini vermişsin kisb ile kare
Zikrinden fikrinden olup avare
Bulunmaz ey miskin ölüme çare
Bulmadı alemde Lokman olanlar
Gözlerin yaşlarla dolmaz mı idi
Gül benzin sararıp solmaz mı idi
Kem işi tutmasan olmaz mı idi
Tutup da sonunda pişman olanlar
Behey ademoğlu encamın bulsun
Gün ola gözlerin kan ile dolsun
Dağ ne kadar yüce olursa olsun
Muhtaçtır aşmağa kervan olanlar
Sen talip olalı mustarip hara
Büyükten küçüğe yoktur mudara
Hizmet gördürürler pir ihtiyara
Üç beş yaşındaki sübyan olanlar
İlahi ey müftü altun eden pul
Ara da hüccetin fetvasını bul
İnd-i Hak'da olmaz şüphesiz kabul
Sermayesi haram kurban olanlar
Haramı helali sarf etse bilmez
Anın'çün Hak duamızı işitmez
Meyhaneye gider camiye gitmez
Kadısı müftüsü şeytan olanlar
Benim ne vazifem el olmuş sefil
Ben kendi nefsime olmazım kefil
Bir gün olur suru çalar İsrafil
Boşanır mahbus-i zindan olanlar
Mağrip dediğimiz şark olur bir gün
Mü'minle münafık fark olur bir gün
Cennet libasına gark olur bir gün
Hak için şinas-ı üryan olanlar
Sorsa ne olduğun bilmezsin iman
Anın'çün bilinmez yahşiyle yaman
Haraç korkusundan olmuş Müslüman
Bir alay nimeti küfran olanlar
Mehdi huruç etse nizam verilse
Dünya mahşer olup mahluk derilse
Yeniden Eflatun Lokman dirilse
İlaç kabül etmez hicran olanlar
Anlayana sivri sinek saz olur
Anlamaza davul zurna az olur
Surette insanlar hilebaz olur
Öyledir sirette hayvan olanlar
Gerçek mi alemde el için gussa
Zulumla kelamı uzattı kıssa
Azıcık kıssadan çok olur hisse
Akleder sahibi iz'an olanlar
Bizleri bu ateş haşre dek yakar
Sanma şimdi sular engine akar
Boşuna zannetme gırtlağa çıkar
Ecelden kalbine ferman olanlar
Alırsın rengini yeşilli morlu
İlletin yok iken olursun çorlu
Kılıç vuran düşman olursa zorlu
Kurtulmaz sahib-i kalkan olanlar
Kimsenin kimseye yoktur sayesi
Katıldı sütlere cehlin mayesi
Tilkiye verildi aslan payesi
Tilki gölgesinde arslan olanlar
Herkes belasını azdı da buldu
İnsanda evvelki sadakat n'oldu
Eski sarayları beğenmez oldu
Yere sığmaz oldu sultan olanlar
Çarh-ı felek daim dönüp ögünmez
Dönerse de dahi eyliğe dönmez
Yedi derya suyu dökülse sönmez
Bu zulmün narından suzan olanlar
Seyrani kamiller tanın eylesin
Cahiller nutkunun zemmin söylesin
Bundan ala destan yapıp söylesin
Şairlikte merd-i meydan olanlar