Ne büyük beladır şu ekincilik
Bırakıp kaçması ar gelir sana
Her zaman züğürtlük hem dilencilik
El açıp gezmesi kâr gelir sana
Harmanı elinden el alır gider
Samanı yerinden yel alır gider
Bağını bahçeni sel alır gider
Karpuzun keleği nar gelir sana
Bir avuç bulgurla bir çanak unluk
Koydun mu içeri bitti yoksulluk
Devlete eyvallah Mevlaya kulluk
Samanlık köşesi şar gelir sana
Bir topal merkeple bir aksak inek
Bir aba bir postal bir don bir gömlek
Buldun mu bir kaşık ayranla ekmek
Allahın yazısı dar gelir sana
Çekilmez azabın çıbanın kahrı
Rüyada görürsen her gece şehri
Talihin kurutur koca bir nehri
Kanını içersin kar gelir sana
Borçlusun gökteki uçan kuşlara
Kimseler inanmaz sana beş para
Kapanmaz bağrında kanayan yara
Gün olur hayatın bar gelir sana
Düştün mü dostun da tutmaz elini
Dinleyen bulunmaz derdini sırrını
Satılsa sayarlar belki derini
Bendeler düşmanlar yar gelir sana
Bankaya mal koyup borca girersin
Aşk ile şevk ile harcayıp yersin
İnşallah bu sene veririm dersin
Kırk yılda bir kere zar gelir sana
Yazmakla tükenmez hazin macera
Bir yandan tahsildar bir yandan icra
Çekersin çaresiz kazaya rıza
Candarma çavuşu çar gelir sana