Atlı gelir tabur ile
Ben ağlarım sabır ile
Sürmeli oğlu gezer idi
Çift tabanca kubur ile
Kapıya dikerler çamı
Samana bulanmış kanı
Kakülünü tara Fatma
Deveye bindirir seni
Aman ağalar ağalar
Kuşlar yukarı havalar
Sağ yanından kurşun değmiş
Oğlum yarasın üfeler
Kıratın nalını döktüm
Avşarı boğazına taktım
Bunda ne var bire Hürü
Aziziye şehrin yaktım
Biner ata sürer taşa
Mor yağlığı düşmüş kaşa
Kakül beliğe karışmış
Bakın bacım olan işe
Sabahleyin erden kalkar
Çadırın kendirin çeker
Atçı başı benim oğlum
Şuralara atçı çıkar
Çukurkozun da firezi
Ne hoşça yatmış kirazı
Davul döğülü döğülü
Ben görmedim o mırazı
Altında da atı köçek
Üstünde de oğlum çiçek
Böyle gezer benim oğlum
Çift tabanca altın bıçak
Amanınız ben aşığım
Oğlum öldü de şaşığım
Bundan başka sallamadım
Üstü çarşaflı beşiği
Altında da atı sekil
Kayıl olun mu sürmelim
Hacıyı eyledim vekil
(...)
Kır at gelir ığır ığır
Üstünde de oğlum buğur
N'olur dedi dedi ile
Çek elini kara gavur
(bir başka kadın)
Yaşa Kara Hasan yaşa
Yazılanlar gelir başa
Şu karının Hasan oğlu
Ciridi geçerdi taşa