Çırakların sana karşı çıkmışlar
Herkes ektiğini biçer meslektaş
Hürmet sarayının burcun yıkmışlar
At atı yarışta geçer meslektaş
Alasın kaybetmez kaplanın postu
Sohbette su vermez delinen testi
Göz çabuk ayırır düşmanı dostu
Sevdiğine kucak açar meslektaş
Halil Karabulut çekmesin perde
Yırtarım perdeyi düşürrüm derde
Sözleri meydanda kendisi nerde
Acaba bu kimden kaçar meslektaş
Gönül incitir mi sohbetin cengi
Adab-ı üsluptur sözün ahengi
El elin kantarı akıl mihengi
Ağırı yeyniyi seçer meslektaş
Arifler bu işe değil mi tanık
Aşıklar anadan doğma uyanık
Bura ecdat mülkü değilim konuk
Yadırgı olanlar göçer meslektaş
Ustasız aşığın sormam yaşını
Bir mürşide teslim etsin başını
Cahiller düşünsün turna kuşunu
O da kılavuzla uçar meslektaş
İli basar dağın inerse seli
Bulutu dağıtır poyrazın yeli
Aşıklar diyarı Kadirli ili
Sanma Kozanlı'yı naçar meslektaş
Doğru söz eğrinin gitmez hoşuna
Herkes yükün yüceltmesin boşuna
Çeliği çarparsan çakmak taşına
Etrafına çıngı saçar meslektaş
Çıkmasın karşıma falanla filan
Beni kızdırdınız yetişir kalan
Bu Deli Hazım'a musallat olan
Ecel şerbetini içer meslektaş
Tarih bin dokuz yüz yirmi yılında
Yedi Martta kurtuluşun Kadirli
Tufan Bey'se Andırın'ın yolunda
Böyle başlar ilk savaşın Kadirli
Çeteleri ustalıkla yürüttün
Düşmanların pilanını çürüttün
Ermeni'den Fıransız'dan arıttın
Eğilmez dik durur başın Kadirli
Yatan arslan yatağından uyandı
Birbirine arka verdi dayandı
Avluk dağlarında ışıklar yandı
Asker oldu dağın taşın Kadirli
Ardardına kara geldi seneler
Topa karşı hedef oldu sineler
Yalın ayak mermi çekti nineler
Hiç yılmadan yazın kışın Kadirli
Düşman başımızdan kansız irildi
Ankara'ya müjde teli verildi
Sekiz bölük saf saf oldu derildi
İşte bunlar öz kardeşin Kadirli
Hitit dönemine tarihin varır
İsbatı manastır kilise durur
İşte şahit Ala Cami gösterir
Üç binden fazladır yaşın Kadirli
Güzelliğin kuduretten ziyalı
Toros Dağlarına sırtın dayalı
Ala Cami solmaz renge boyalı
Sülemiş Tepesi döşün Kadirli
Karsülkadir adı ile kuruldu
Karsülkadir adı ile kuruldu
Daha başka nice isim verildi
Cumhuriyet ile adın vuruldu
Batmaz artık bu güneşin Kadirli
Canlı kütüphane nice kulun var
Mazisini kaybetmemiş elin var
Her taşında eserin var dilin var
Şu hüyükler gözün kaşın Kadirli
Doğuda Keşiş var batıda Sıtır
Çem Kalesi Diğnikarı gözetir
Yirce elin Kalaltı'na uzatır
Kokar senin arkadaşın Kadirli
Yetmiş üç adettir çevre köylerin
Her mecliste söz sahibi beylerin
Çok güzeldir Savrun Keşik çayların
Sumbas kolu dilin dişin Kadirli
Ceyhun Nehri baraj oldu döküldü
Dört bir yana kanaletler çekildi
Toroslara çifte mahsül ekildi
Cennet oldu için dışın Kadirli
Çok moderin tarım ile çalışın
Günden güne dev adımla gelişin
Yolun asfalt her tarafa ulaşın
Dümdüz oldu her yokuşun Kadirli
Kadınların balı kilim dokuyor
Eğitimli genç ihtiyar okuyor
Bahçelerde bülbüllerin şakıyor
Turaç senin sehel kuşun Kadirli
Çukur'unan Hamiti'nin arası
İmar gördü Akça Saz'ın merası
Deli Hazım işte ecdat mirası
Helaldir ekmeğin aşın Kadirli