Dinikar Dağı'na dayanmış durur
Ebedi bükülmez beli Bucak'ın
Yaz baharda heybetini gösterir
Boz bulanık akar seli Bucak'ın
Üç cephe bağlanmış al yeşil dağlar
Ortada bir kale çevresi bağlar
Gelenler giderken mutlaka ağlar
Her yerde söylenir hali Bucak'ın
Geceli gündüzlü meşale yanar
Yüzünü gören bir cennet sanar
Çığrışır bülbüller üstüne konar
Burcu burcu kokar gülü Bucak'ın
Bu yöre insanı sakin oturur
Her gelip geçenin işin bitirir
Dünya ellerinden haber getirir
Dolanarak gelir teli Bucak'ın
Bir zaman eğlenip kalayım dersen
Gönlünü sevdaya salayım dersen
Dünyada muradım alayım dersen
Her taraftan gelir yolu Bucak'ın
Köreken Ilıca tam yanı sıra
Hamoğlu Köseli Mantaş Sıtır'a
Narenciye bölgesidir bu yöre
Türlü mevye verir dalı Bucak'ın
Deli Hazım der ki zaman sürüştü
Köyüm geldi kemaline erişti
Meclis-i Mebusan böyle görüştü
Avrupa'ya yeter malı Bucak'ın
İstiklal Harbinde Türk milletinin
Kendine bir hedef seçiş günüdür
Atasının yurdu zilliyetinin
Düşmandan eline geçiş günüdür
Yedi devlet vatanıma dolmuşken
Danışmadan taksim edip bölmüşken
Saltanat yıkılıp esir kalmışken
Hürriyet bayrağın açış günüdür
Nineden anadan gelinden kızdan
Sarıdan beyazdan esmer yağızdan
Yediden yetmişe hep bir ağızdan
Kurtuluş andını içiş günüdür
Girmeden cihanda sulha barışa
Düşmanı kovmaya girdik yarışa
Kanının düştüğü her bir karışa
Hürriyet tohumu saçış günüdür
Öğren tarihinden aklı yetenden
Kaldır da sor şanla şehit yatandan
Kahpe düşmanların Anavatandan
Böğründen yaralı kaçış günüdür
Topu teslim aldı bıçaklarımız
Değnekle döğüştü koçaklarımız
Albayrak altında uçaklarımız
İman semasında uçuş günüdür
Deli Hazım coşmak hakkımdır bunda
İsbatı mümkündür bugünde dünde
Düşmanın Kurtuluş Harbi sonunda
Ölüsün sırtlayıp göçüş günüdür