Bin dokuz yüz elli yedi senesi
Mayıs aylarında yıl yasa girdi
Semadan sidreye bir afet oldu
Canları götüren sel yasa girdi
Bir saatte dolu yağmur döküldü
Hep ağaçlar köklerinden söküldü
Cenazeler çöl ovaya ekildi
Cesedi körleyen mil yasa girdi
Vakit akşam idi karanlık çöktü
Öyle bir afet ki değdiğin yıktı
Çığlıklar bağlıklar ayyuka çıktı
Görenler ağladı el yasa girdi
Hiç kimsenin ağzın bıçak açmıyor
Kuşlar bile sersem olmuş uçmuyor
Bir yandan bir yana kimse geçmiyor
Vasıtalar durdu yol yasa girdi
Akıl ermez Yaradan'ın işine
Cenazeler geldi peşi peşine
Güller soldu aşk yok bülbül kuşuna
Bağlar harap oldu dal yasa girdi
Üzüntü başladı Deli Hazım'da
Yalan yoktur bu yazdığım yazımda
Matem vardır dertli öten sazımda
Perdeler gamlandı tel yasa girdi