Ne kadar söylesem dil tarif etmez
Çok yaralı döşü vardır Sivas'ın
Kazancı oduna kömüre yetmez
Bir de uzun kışı vardır Sivas'ın
İşsizlikten yana kırıktır kolu
Evinden ayırır geçimin yolu
Günü, gurbet elin kahrıyla dolu
Böyle garip başı vardır Sivas'ın
Kendi kaderiyle kaldığı halde
Kaybeder davayı çaldığı halde
Dağlarında maden olduğu halde
Yağsız pişen aşı vardır Sivas'ın
Aşık İsmet elim yüzümde durur
Varıp su istesem pınarlar kurur
Yabanı gözleyip dostunu vurur
Yanlış değen taşı vardır Sivas'ın