Erzurum ilinden çıkınca yola
Sıla acısıyla düşmüştüm yasa
Lâkin hiç gariplik keder duymadım
Gelince ikinci yurdum Sivas'a
Önce tarihine açtım bağrımı
Sonra göklerine sundum çağrımı
Dindirdim içimde yatan ağrımı
Sonra esrarını sordum Sivas'a
Dedi benim huyum senin huyundan
Erkek asil soyum senin soyundan
Ben de Türk'ün en mübarek şeyinden
Vefadan bir çelenk ördüm Sivas'a
Baktım iman dolu Gökmedrese'si
Sesi kırk asırlık ceddimin sesi
Unuttum burada kederi ye'si
Aşk ile kendimi verdim Sivas'a
Yıldız Dağı bir uluca dağıdır
Kızılırmak şeref şan ırmağıdır
Nice şairlerin dert ortağıdır
Her şöhreti reva gördüm Sivas'a
Ruhsati'den Pir Sultan'dan Veysel'den
Şiirler dinledim en içli telden
Sesler duydum erce her karlı belden
Gayrı dergahımı kurdum Sivas'a
Ovaları sanki şiir dizisi
Yaylalarda otlar koyun kuzusu
Meskenimiz Cennet Kabakyazısı
Efsane ufkundan girdim Sivas'a
Paşa Fabrikası Etem Bey Parkı
Güzellikte yoktur İrem'den farkı
Tanrım sanki dile gelir ve der ki
Ben her güzelliği verdim Sivas'a
Allah'a açılır ışıklı yolu
Birgün bükülmemiş çelikten kolu
Şiir bahçesinden en taze gülü
Rıza der şevk ile derdim Sivas'a