Bir gün Ankara'yı seyre çıkmıştım
Göründü bir güzel çıktı gidiyor
Sıhhiye'den Kızılay'a giderken
Alemi peşine taktı gidiyor
Gözler kahverengi kaşları kara
Bakınca alemi yakıyor nara
Böyle güzel görmemişti Ankara
Zannettim çarşıyı yaktı gidiyor
Yok idi o anda gökten mi indi
Melektir adeta insandır kendi
Kızılay parkından geriye döndü
Bağrıma bir hançer çaktı gidiyor
Postaneye kadar peşinden vardım
Beş dakika kadar yanında durdum
Bir mektup çıkardı adresin gördüm
Alıcı gözüyle baktı gidiyor
Benziyordu Isparta'nın kızına
Podra boya çalmamıştı yüzüne
Yüzbin lira az gelirdi pozuna
Huri melek gibi aktı gidiyor
Gören vurgun idi o kara kaşa
O anda saatler gelmişti beşe
Topraklı diyerek bindi dolmuşa
Adil'i Ulus'a ekti gidiyor