Ne ele gelirsin ne de avuca
Coşkun sular gibi akar geçersin
Sarıp varlığımı bir uçtan uca
Yıldırımlar gibi yakar geçersin
Aldanma hüsnüne geçer düş gibi
İnler kalbi yaralanmış kuş gibi
Acımaz da bir yüreği taş gibi
Halime şöyle yan bakar geçersin
Ozanoğlu nedir bu eza bu kin
Ben nasıl olayım sabredip sakin
Gönül ikliminin şahısın lakin
Her gün bir köşesin yıkar geçersin