Senelerdir karanlıkta gezerdim
Gönül aydınlandı nura kavuştum
Yokluk pazarında kendim üzerdim
Bolluk ülkesinde vara kavuştum
Önce aşkın mayasıyla yoğruldum
Mevsim geldi harman olup savruldum
Aşkın ocağında yandım kavruldum
Hamları pişiren nara kavuştum
Eşim dostum zaman geçiyor derken
Sonsuzluk ufkunda şafak sökerken
Yanan gönül bir damla su beklerken
Müjdeli bir ilkbahara kavuştum
Kendim mahvolurken kendi zarıma
Üzüntüden taş basardım bağrıma
Rüyalarda aradığım yarıma
Pir yumağın sara sara kavuştum
Birleştiğin gördüm yer ile göğün
Gün ay ve yıldızlar yaptılar düğün
Şahinoğlum yokluğa erdim bu gün
Hayal gerçek oldu yara kavuştum