Yüce dağ başında kar olur kışlar
Süzer yavru şahin ötüşür kuşlar
Yağınca yağmur parılar taşlar
Dumanlı dağların dalındanım ben
Dağlar yaylasında güzeller yeter
Güzelin kirpiği ok gibi batar
Dağlar kayağında bülbüller öter
Öten bülbüllerin dilindenim ben
Dağlar secde eder Hakk'a bükülür
Lale sümbül mor menekşe ekilir
Dağların başına bir nur dikilir
Semaya çekilen telindenim ben
Dağlar görünmüyor dumanda pusta
Firkatli gönlüm hiç gitmez yasta
Kıble tarafına gitti bir posta
Seçilip içinde kalandanım ben
Kimi gökten gider kimisi yerde
Açıldı Beytullah bir yeşil nurda
Lebbeyk ya Resulullah deyi çağırdım burda
Direksiz kubbeyi görendenim ben
Söylersin aşık tatlı kelamı
Her dem ruhuna verin selamı
Şehr-i Medine'den Fahr-i alemi
Ravzasına yüzler sürendenim ben
Hasan'la Hüseyin yanında Ali
Binmişler atlara aşarlar beli
Bu aşka düşenler olmaz mı deli
Arabistan çölünü görendenim ben
İlk şafak sökmede kalkarsan erde
Silinir gözünden ol siyah perde
Sordular Aşık Hasan vatanın nerde
Kırlangıç dağının belindenim ben