Bülbül gibi kanadımı açmadım
Dost elinden dolu bade içmedim
Eller gibi kanatlanıp uçmadım
Kırıldı kanadım sar yavaş yavaş
Ele yağmur verdin bana kar ettin
Yaktın ciğerimi bana kar ettin
Şu geniş dünyayı bana dar ettin
Aşkın badesini sun yavaş yavaş
Eller güler oynar beni ağlattın
Aşk elinde ciğerimi dağlattın
Her nere gidersem yolum bağlattın
Koyver yularımı sal yavaş yavaş
Sadıklara kaydet yazsın bir sad
Çaldın dudağıma gitmiyor hiç tad
Dökülür Bağdat'a şu koca Fırat
Ab-ı hayat suyunu ver yavaş yavaş
Başta elif iki lam bir he ile yazılmış adı
Şekerden tatlıdır vallahi tadı
Yarın mahşer günü olursun kadı
Benim hesabımı gör yavaş yavaş
Tevhid-i şerifi okurum günde
Ruhum misafir can çıkmaz tende
Dünyayı verseler ayrılmam senden
İşlesin muhabere tel yavaş yavaş
Kılarız farzı koymayız sünnet
Biz sadık kulunu eyledin ümmet
Kulların senden istiyor cennet
Beni huzuruna al yavaş yavaş
Kulların cennet ister ben de huzuru
Ararsa bulur muyum Hızır'ı
Çiçek dağı Aygar Koca Yazır'ı
Sultan Akdağı'na yol yavaş yavaş
Kırlangıç dağında gizli er yatar
Bir yam Burunağıl bi yanı tatar
Hacı Bektaş Veli mücevher satar
Konya Sultanı'na yol yavaş yavaş
Sultan evliyanın Konya durağı
Çatal olur koç yiğidin yüreği
Hazret-i Muhammmed'in cennet Burak'ı
Akıttı gözünde sel yavaş yavaş
Aksaray'da Hasan dağın eteği
Çıkıp Toros dağına kursam otağı
Koca Tarsus evliyalar yatağı
Yeşil Adana'ya yol yavaş yavaş
Çağlar Adana'da Seyhan selleri
Lale sümbül çiçek açmış gülleri
Hatay İskenderun Halep yolları
Geçsem Şam eline yol yavaş yavaş
Levh-i Mahfuz'da yazar kalemi
Okuyup ruhuna versem selamı
Şehr-i Medine'de Fahr-i alemi
Sürsem ravzasına yüz yavaş yavaş
Aşık Hasan der ki severim vallah
Bilirsin kalbimi Cenab-ı Allah
Mekke'de de kara donlu Beytullah
Dolansam etrafını ben yavaş yavaş
Aşık Hasan der ki dinin ehl-i zat
Çekildi gözüme orada bir hat
İç zemzem suyunu koca Arafat
Çağırsam Lebbeyk'i dil yavaş yavaş