Yürü güzel yürü hey nazlı dilber
Bu güzellik sana bela getirir
Konuşursan konuş koç yiğit ile
Kötü namusuna hile getirir
Konuşma kötü ile sana dert olur
Koç yiğit sözleri gerçek mert olur
Yabanda alıcı olur kurt olur
Yiğit de avını ele getirir
Komşunun kötüsü sırrını açar
Evinin içine zehirler saçar
Anası kızından laf alır kaçar
Dil bilmeyeni de dile getirir
Komşunun iyisine fiyat mı yeter
Baha mı biçilir altun mu tartar
Evinin içinde bereket artar
Yoldan çıkanları yola getirir
Komşun kötü ise kapını dönder
Eyleme ülfeti serme bir minder
Oğlunu kızını gurbete gönder
Biraz yalanla çok koğu getirir
Yürü güzel yürü benzersin güle
Nicesi cehdetti geçmedin ele
Seherin vaktinde öten bülbüle
Gökteki kuşları dala getirir
Güzeller cihanı gezer dolaşır
Gökyüzünde uçan kuşa ulaşır
Nice yiğitlerle başa güreşir
Yıkıp göbeğini göğe getirir
Söyledim güzeli görünmez cismi
Yalan dünya derler hem bunun ismi
Bu yalan dünyada yoktur yok resmi
Nicesin izleyip ize götürür
Söyler Aşık Hasan doğrudur sözü
Yaratan Halık'i zikreder özü
Cehennem narının yok derler közü
Herkes odunu kendi götürür
Aşık Hasan der ki bitirdim sözü
Muti ol Allah'a sen bağla özü
Bir avuç toprak örtermiş gözü
İndirir dağlardan düze götürür
***
Bu şiirin altıncı ve dokuzuncu
dörtlükleri Nebioğlu 1964'te şöyledir
Güzelsin de bu cihanı dolaşın
Gökyüzünde uçan kuşa dolaşın
Nice yiğitlerle başa güreşin
Yıkıp göbeğini yere getirin
Aşık Hasan der ki söylerim sözü
Aşıkların Hakk'a bağlanır özü
Bilirim aldatın her vakit bizi
Bir gün mezarımı düze getirin
Su engine akar cümleden oldu tahir
Dinle şimdi sözümü ehl-i zahir
Ne sultan der ne vezir der ne paşa
Kıl namazı ömrün geçiyor boşa
Sanki gelmemişsin fani cihana
Ölüm gelir baş ağrısı bahane
Al abdesti kıl namazı et niyaz
Gidersin mahşere hem yüzün beyaz
Namaz ehli cennete eder akın
Kılmaz isen cehennem olur yakın
Ey birader kıl namazı kıble bu caniptedir
Gafil olma kara toprak vallahi hepimiz yer
Nebioğlu söyler sözü
Allah'a doğrudur özü
Cenab-ı Hak mağfiret etsin
Rahmetiyle cümlemizi