Uzun iğdeli yolunun sağı
Lale sümbül açmış Çandır'ın bağı
Hazır ol bahtına sultan Akdağı
Başında alaca karını gördüm
Bana bu aşıklık verilmiş Hak'tan
Yağınca yağmur içerim kaktan
Koç gibi durursun koca Buzak'ta
Akar karlı buzlu suların gördüm
Ala çamın sarı ardıca barışmış
Lale sümbül mor menekşe karışmış
Koç yiğitler yaylalarda duruşmuş
Kokar burcu burcu gülünü gördüm
Nice evliyalar sermişti postu
İnönü halkı garipler dostu
Danışık yurduna bir ayak bastım
Çekilmiş semaya telini gördüm
Danışık yurdu da yaylalar hası
Başından hiç gitmez dumanı pusu
Ötüşür kuşların geliyor sesi
Orada bülbülün zarını gördüm
Armut alamndan çıktık bir düze
Meleşir boz koyun karışmış yoza
Orda rast geldim geline kıza
Güzeller zülfünün telini gördüm
Yahya sarayında indim Ganak'a
Parlıyor güzellerin yanağı
Mustafa Ağarmış'in konağı
Yumuşak tatlıca dilini gördüm
Ganak bucağından inince düze
Nerelisin diye sordular bize
Elimi uzattım dokandım saza
Orada sazımın telini gördüm
Kara ziyarette erenler yatar
Nalbandın çanında bülbüller öter
Tasavvuf kokusu burnuma tüter
Orada maneviyat yolunu gördüm
Aşık Hasan der ki gezdim dağları
Geçirdik baharı yazın çağları
Alembeyi Emirli Hasbey'in bağı
Yetişmiş meyvalar dalların gördüm