Bir Cuma gününde mart Doksan iki
Erzincan'da rüya gördüm ağladım
On beş saniyede uykuya daldım
Uyandım rüyayı yordum ağladım
Nene torun birbirine sarılmış
Beton vurmuş başı gözü yarılmış
Kemikleri parça parça kırılmış
Baş ucunda durdum durdum ağladım
Bayik'te zayiat Ula'da ziyan
Bayıbağ'da feryat Şıhlı'da figan
Altınbaşak çökmüş Yoğurtlu duman
Gelenden gidenden sordum ağladım
Depremin Kemah'a uzandı yeli
Tercan Çayırlı'nın tutuldu dili
Refahiye Kelkit'in büküldü beli
İçe dışa çıktım girdim ağladım
Can verdi bir yavru yaşı tam dokuz
Birinde yumurta bir elinde tuz
Kimi altı aylık kimisi otuz
Çok yiğit kefene sardım ağladım
Sıra ile haber geldi köylerden
Sekiz Karakaya on Üzümlü'den
Kırk Yalmız Bağlar'da Kırk Demirkent'ten
Kara haber aldım verdim ağladım
Kırk Selimoğlu'nda on Urartu'da
Yüz Ticaret'te yirmi Vasgirt'te
Seksen Çerkezler'de altmış Okulda
Su ısıttım odun kırdım ağladım
Göz yaşı sel oldu Çukurkuyu'da
Yirmi beş Fatih'te yüz Sigorta'da
Üç Haşhaşı'da beş Barbaros'ta
Boynumu kadere vurdum ağladım
Aşık Kul Nuri'yim umut Mevla'da
Gözümüz devlette canımız burda
Evimiz yıkıldı kaldık ortada
Çadıra minderi serdim ağladım