Arsızdır bu gönlüm her sözden almaz
Aldırıp aklımı tepek olmuşam
Batnım genişledi her sözü duymaz
Ne zenginle zengin ne beg olmuşam
Bir bend kurdum derde yaslıdır başı
Burcu beştir altı babdır ocağı
On iki top otuz iki yaprağı
Elli dört taş döndürür sibek olmuşam
Bir ali bağbanın gülünü derdim
Kırk sekiz sarrafa sadığa verdim
Kendir idim aşk havanına girdim
Dövüle dövüle ipek olmuşam
Gönlüm kenar değil daima gamdan
Peyda etti bizi ketm-i ademden
Virane yatardım keşt-i ademden
Seksen bin kotanlı bir herk olmuşam
Buğday hamuruna yumurta koydum
Reyhanlı targanla kumaşa sardım
Aşkın fırınında piştim kızardım
Görün ne yenecek börek olmuşam
Aslında bir işret olmayan ırmak
Yegan yegan olur akar beyhude
Kibrin kafesinde ah çeken bülbül
Konamaz güllere çıkar beyhude
Bu aşkım ezeli olmuştur nehar
Sekiz perdegahtır on iki pınar
Hub yığnağında sevmese bir yar
Canım od'lara yakar beyhude
Hicrani vurgundur Şah'lar Şah'ına
Zülüf perçeminin tel gergefine
Çok çulhalar gerdim şal tezgahına
Ebrüşüm telini takar beyhude