İstanbul karıştı Moskof seslendi
Ak gelinler kara giydi yaslandı
Kral baş kaldırdı redif seslendi
Şu sinamda yol görünür gözüme
Kızılırmak seni gece geçince
Odunluk dağından bir su içince
Kılavuzu Kölete'de seçince
Şu sinamda yol görünür gözüme
Geç Koc'ırmağı da Sindel'in düzü
Edirafı dağa önü düz yazı
Acep aktım'ola şu Taf'ın gözü
Kuruçay da sel görünür gözüme
Mıklı senden üç çeşmeye çıkınca
Görünmez ki Kurtkulağa bakınca
Garbi değip ireyhanı kokunca
Soğanlı da gül görünür gözüme
Kirazın başına çıktığın zaman
Kırksu'yu Tapan'ı dolansan hemen
Bucağın galası pusunun duman
Çukurova çöl görünür gözüme
Yükseğinden baktım mağaranın çölü
Dolanıp gidiyor Haçın'ın yolu
Eğer orda yoksa Avşar'ın eli
Koca Kiraz bel görünür gözüme
Der aşık Seyid'im bir firak geldi
Koç yiğitler silasından ayrıldı
Elim aşiretim ağladı kaldı
Büyük dağlar bel görünür gözüme