Biçare aşıkın başında böyle
Perişan zülfünün bin belası var
Gönül imrenmez de n'eylesin söyle
O nazlı yavrunun hoş edası var
Yüzünün yadiyle ey güli rana
Kirpiğin kurumaz nemlidir hala
Dikenlere suyu vermezdim amma
Arada gonca gül temannası var
Merhamet eylemez o nazlı civan
Aşkının ateşi yamandır yaman
Sanırdım bir benim aşkına yanan
Benim gibi yüz bin müptelası var
Bülbülü susturur tatlı sözlerin
Gülü utandırır pembe yüzlerin
Süzdükçe naz ile güzel gözlerin
Etrafa nur saçan incilası var
Yeşertir ovayı gözümün yaşı
Ahımın okları delmez mi taşı
Böyle aşıkının belalı başı
Sabrı sükunu yok vaveylası var
Ah edip ağlarım ben garip garip
Ağladıkça feryad eder andelip
Derdime devalar edemez tabip
Dedi bende onun bin devası var
İltifat görmedim nevcivanımdan
Usandırdı beni tatlı canımdan
Geçmiş aşıkından geçer yanından
Ne selamı ne de merhabası var
Ne servetim vardır ne de bir hanem
Yavrular aç kalsa kalmasa danem
Başka kapı çalmam ben ne müdanem
Naili'nin yalnız bir Mevla'sı var