Köprüköyde deli çermik seyrinde
Bir nazenin gördüm cana yakışmış
Boyu uzun kolça geniş ten beyaz
Şölve vermiş o ceylana yakışmış
Daha bülbülü yok bahça bağında
Gören yiğit kalır ah u zarında
İpek entarisi topuklarında
Rengi çimen gül gülşane yakışmış
Aklım baştan gitti seni göreli
Güzeller önümde durur sıralı
Hangi dağdan tezdin yayla maralı
Güzelliğin vah da bana yakışmış
Övmüş halk eylemiş o şahlar şahı
Sensin bu zamanda güzeller mahı
Sene yetmiş üçün Ağustos ayı
Methin Mehmet Gülhani'ye yakışmış