Yağmur yağdı gök gürledi
Havanın yüzü bulandı
Ulaşırdım anamoğlu
Kuruçay'da çok dolandım
Vili babamoğlu vili
Halakayı almaz malı
Gelirdim ya babamoğlu
Aşamadım Kurubel'i
Odasının yan' atlıklı
Hayması çatal otluklu
Tabağa düzdürmüş kardeş
Fincanları möhör götlü
Eliyinen asbap almaz
Şaml' Efendi alır deyi
Başka asbap giymez kardeş
Özn' asbabı olsun deyi
Hac' Ahmet hacdan gelmiş
Alem' ağzına bakıtır
Keçisi sümbül yayılır
Memeğinden süt akıtır
Tan'dan ateşimiz yanar
Kahvenin tütünü söner
Soğuk sulu mor çiçekle
Almalı yurtlara konar
Ağ Maşat'ta serin yayla
Avşar kondu yurt eyledi
Kardeşin böyle ölmesi
Yüreğime dert eyledi
Şu Maşat'ın salağına
Hüğ tutardık döleğine
Beş çeşitli baş bağlardık
Biz Avşar'ın Melek'ine
Kurban oluyum oluyum
Anamın oğlu sunaya
Varıncağız ben ne deyim
Tülü yapılı Döne'ye
Kabirciler kabir deşer
Korkarım ki mollam şaşar
Bazı Kurubel'den gider
Bazı Kuruçay'dan aşar
Maşat'ta da var odası
Bana gelmedi kadası
Oğlu yok da boz Avşar'ım
Yalandan elin edesi
Yekinir yekinir kalkar
Beş yüz dirhem püskül takar
Anamoğlu Kar' Avşarım
Kaymakama palta çeker