Gönül halkasına rahm-i maderden
Uzattı elini tahtı Rıza'li
Zemin simasına basınca kadem
Vardıkça gül gibi koktu Rıza'li
Sürur vadeleşti karuvan gibi
Derde siper idi mihriban gibi
Eski derdim şehr-i Badehşan gibi
Okladı ok gibi çakdı Rıza'li
Yar yarımı yara layık eyledi
Der Sümmani devran n'etti n'eyledi
Durma baba ağlasana söyledi
Ahır demdir elden çıktı Rıza'li