İstanbul'un Sulukule, Lonca, Ayvansaray, Balat Çingeneleri arasında yaygın olan bu şarkı, şehir kültürü ile entegre olmuş Çingene müziğinin tipik örneklerindendir.
Bu türden havalar "İstanbul türküsü" niteliği de taşırlar. Aslında İstanbul'un şehir folklorunun yaratıcıları arasında olan Çingenelerin, bu havalara ne kadar katkıda bulundukları ya da bu türden Çingene havalarına şehir kültürünün katkısının ne oranda olduğu meselesi son derece karmaşık bir konudur. Kesin kanaatler belirtmek -şimdilik- zor gözükmektedir.
Şarkıyı bilhassa Sultanmahalleliler kendi havaları olarak kabul ediyorlar.
Şarkının makamsal örgüsü de Batı Roman kolunun müzik repertuvarında az rastlanan bir yapıdadır. Ancak daima hicazlı bir öğeyi bünyesinde taşıması ve 9 süreli (tulum ritmine yakın) olması bakımından, Çingene müziğinin özelliklerini içerdiği söylenebilir.