Kırıkkale Kenanbeyobası Pehlivanlı Türkmen aşiretinin reisi Abidin Bey, yazın Uzun Yayla'da yaylarken Avşar beyinin kızını görür, beğenir ve ister. Kız, "Dağın tazısı ovanın ceylanını alamaz" der Abidin Bey'e varmaz ve bir de dörtlük söyler:
Ceylanı avlamaz dağın tazısı
Obaya yazılmaz alın yazısı
Avşarın bunca yiğidi varken
Türkmene mi gider emlik kuzusu
Abidin Bey, Avşar kızına şu dörtlükle karşılık verir.
Türkmen oğlu derler inadım inat
Kız seni alırım muradım murat
Yedi Avşar gelse gene vazgeçmem
Altımda kişniyor al benli kır at
Abidin Bey, Avşar'ı basar ve kızı kaçırır. Gerdek gecesi Abidin Bey kıza, "Dağın tazısı ovanın ceylanını nasıl avladığını gördün mü?" der. Kız, "Kar yağdı keriz avı oldu" diye cevap verir.
Abidin Bey, Kırşehir, Çiçekdağı Türkmen Tülek aşiretinin reisi Tülek Hasan Bey'in çadırında misafir iken Avşarlar, Tülek aşiretinin oturduğu bölgeleri basar ve soyarlar. Bu sırada Tülek Hasan'a haber ulaşır. Tülek Hasan, Abidin Bey'e "Senin kayınların Avşarlar aşiretimizi talan etmişler." deyince, Abidin Bey, hemen atına atlayıp sürer. Bu sırada başındaki fesi yere düşer. Fesi almak için geri döndüğünde aşiretten yaşlı bir kadın "Abidin Beyim gitme, bizde fesin düşmesini uğursuzluk sayarlar." der. Abidin Bey dinlemez. Abidin Bey, Hasan Bey, Zülfıkar ve Deli Hacı Osman ile birlikte yedi atlıdan oluşan Avşarlara yaklaşırlar. Avşarların başı Kıçı Büyük İsmail, "Eniği ağzında giden kurda dokunulmaz, sonra Avşar kızı dul kalır, gelmeyin" der. Abidin Bey dinlemez, elinde kılıcı ileri atılır. Avşarlar dolma tüfekle Hasan ve Deli Osman'ı yaralayıp, Zülfıkar ve Abidin Beyi vurup öldürürler. Yiğit, mert ve yakışıklı Abidin Bey'in ölümü aşirette büyük üzüntü yaratır ve bu olaya bir çok ağıtlar yakılır.
Yetmemiş kılıcı tavsımış yayı
Önünde kaçıyor Avşar'ın beyi
Kör Avşarlar vurmuş Abidin Beyi
Şimdi yalan oldu kime ne deyim
Abidin Bey vuruldu kime ne deyim
Kalleş Tülek Hasan yelledi bizi
Kanıma gark oldu yaylanın düzü
Bana ağlasın da dayımın kızı
Şimdi yalan oldu kime ne deyim
Abidin Bey vuruldu kime ne deyim
İnsafa gel dayım oğlu insafa
Kucağımda pek küçüktü Mustafa
Üç sene dokuz ay sürdüğüm safa
Şimdi yalan oldu kime ne deyim
Abidin Bey vuruldu kime ne deyim
Ahmet Z. Özdemir, "Avşarlar ve Dadaloğlu" adıyla yazdığı eserinin 275-276. sayfasında Abidin Bey olayını dile getirmiştir. Anlatım ve şiir bizi tatmin etmediği için buraya almadık.
Mahmut Işık, "Afşarlar" adlı eserinin 34-35. sayfalarında olaya değinir fakat Pehlivanlı ve Abidin Bey'in adını hiç anmaz. Biz, her iki yazarın konuyu iyi araştırmadığı kanısındayız.
Kız kardeşi tarafından Abidin Bey için yakılan ağıt:
Sarı ipek camedanı
Mavi yelekli kaftanı
Anam oğlu Abidin Bey
Cümle âlemin sultanı
Küheylana biner uçar
Kargı mızrak kanlar saçar
Dört atlının üğrü sıra
Üç yüz Avşar birden kaçar
Kebe şalvar bacağında
Elmas yüzük parmağında
Kırk belikli sarı gelin
Ahmet Mistik kucağında
Gelin ağlar kocam diye
Oğul ağlar babam diye
Kuburu yemiş devrilmiş
Emmim oğlu Hasan diye
Haremeyn eli boşandı
Geldi Malya'ya döşendi
Abidin Bey öldü diye
İstanbıl kara kuşandı
Başında abiye fesi
Ünledim duymuyo sesi
El değil ki niye vurmuş
Abidin Bey eniştesi
Arşivimizdeki el yazma Osmanlıca bir defterde, Âşık Osman ve Âşık Diyarı tarafından Abidin Bey için söylenmiş iki ağıt bulunmaktadır. Latin harflere çevirdiğimiz iki ağıdın mısraları şöyledir:
Sana ruhsat verdi Müşir Alişan
Fethet aduları meydan senindir
Ziyr destine aldığın gündü kürdistan
Avşar beylerinde hicran senindir
Hep eli kargılı yiğitler sende
Hem aslan heybetli durur divanda
Deli Hacı çarhacıdır önünde
Hamle eder düşmana cevlan senindir
Alnında yazılan gelir serine
Namın gitti Hindistan'a Kırım'a
Çöldeki hasetleri sürdün Uruma
Ağlaşır analar figan senindir
Mevlam ruhsat verdi açıldı bir bab
Dört kitabı kelam hem ali cenab
Buyrultular gelir hep sana hitab
Görülür davalar divan senindir
Havfını çekiyor şol Kozan Dağı
Eridi kalmadı yürekte yağı
Alem sana mahal görür üç tuğu
Elmas cevahirli nişan senindir
Pehlivan oğlusun ocağında kadim
Heybetin alidir ismin Abidin
Barışık etme küffarı bi din
Erzurum Ahıska ibret senindir
Hamle ettin düşmana Seyyidi Battal
Erenler şahbazlar Uruma kıtal
Olunca efendim bir cengi cidal
Kolcular destinde meydan senindir
Meydana çıkınca gözler kamaşır
Zahmını yiyenin dili dolaşır
Halil Bey Musa Bey imdada ulaşır
Vurun şahbazlarım diyen diller senindir
Mübarek cenabın gayetten cesur
Nice düşmanları eyledin esir
Bu Osman kulundan var ise kusur
Affeyle efendim bigane senindir
***
Bu fenayi dünyanın üstüva binası
Bir ateş düşürdün cihana beyim
Padişaha malum değil bir tanesi
Takdirde bu imiş bahane beyim
Öldüğünde işiten candan usandı
Adalet tahtında padişah pendi
Sarı perçem al kanlara boyandı
Gençlikte hayıftır bu cana beyim
Kara Bey Müslim Bey hayfını güder
Şakir Bey kan döküp zari zar eder
Gam gussaya kaldı şimdiye peder
Yeniden düşürdün figane beyim
Her demde vezirler eylerdi hürmet
Hasan Bey yolunda ser verir helbet
Kaçma Tülek Hasan aman muhanet
Elden mi verdiler düşmana beyim
Yok imiş hiç kimse kavgasına sak
Sipere durmuşlar menzili uzak
Pehlivan oğlusun vurdu bir çıplak
Elbette duyulur sultana beyim
Padişah nüfuzu gibi geçer taşa
Emrinde matbuun din islam haşa
Duyunca döğündü ki nice paşa
Aldırır Kozan'ı tufana beyim
Böyle yiğit gelmez gayri dünyaya
Bulunmuş torun gayretin saya
Yükünü yüklenmiş bir arabaya
Dediler geliyor vatana beyim
Her ana doğurmaz böyle bir fettar
Üç yüz çiftçisi üç yüz köle var
Hayli çabaladı yedinde zülfıkar
Ser verdi yoluna kurbana beyim
Mısır ülkesinde birikti zatlar
Beyime çırak çıkardı verdi hilaflar
Tavlada kişneşir küheylan atlar
Söylemez dilleri ki yana beyim
Bu Anadolu'da var mıdır dengi
Gonca güller soldu kalmadı rengi
Hayın Avşar nasıl çektin tüfengi
Getirdi ne yandan nişane beyim
Harameyn ilinizde kır atlar
Dört atlıdan kaçar iki yüz tüfekler
Mavi şalvar giyer samur da kürkler
Şiddeti gösterir aslana beyim
Beş yüz adam olsa bir beyim kalsa
Sadık oğlu Osman çarhacı varsa
Hasan Bey gibi dört dahi olsa
Kızıl kan döktürür fermana beyim
Yiğit batman döğer olur mu narhı
Yiğitlikte zira bulunur farkı
Hasan Bey karıştı elinde kargı
Bölük bölük böldü bir yana beyim
Hazreti Ali gibi verdim bir yiğit
Dünyası ahreti ki olsun mucit
Nişanına buyurdu ol Sultan Mecit
Düşürür katilini fernana beyim
Yiğit ölür amma methi de gitmez
Kapandı gülşenler bülbüller ötmez
Mustafa Bey küçük aklı da yetmez
Onu ısmarladı Yezdana beyim
İnşallah mekanı cennette bağa
Bir kavga olmadı ki soldan sağa
Muhammed Bey obasında ol Ali Ağa
Getirir hasmını imana beyim
Lokman Hekim gelse yoktur ilacı
Mevlam rahmet etsin bu goygun acı
Torun torununun oğlu da Hacı
Gözleri üşküflü şahane beyim
Çifte konakları döşeli minber
Kara Bey efendim yerinde cevher
İnşallah yurdunu tuta Bey Haydar
Kötülük getirmez bu sana beyim
Sordum ki sinini otuz da çağlı
Düşmana at katar kılıcı zağlı
İsmi Abidin Bey Pehlivan oğlu
Bu öc kalmaz bir gün düşmana beyim