Payas bölgesinde yaşayan Küçük Ali oğulları, 1786 yılından itibaren isyan halinde idiler. Osmanlı idarecileri Kafkaslardan Kayseri yöresine getirdiği Çerkezlere Elbeyli aşiretinin barındığı bölgenin bir kısmını yurtluk vermişti. Yıllar sonra Elbeyli aşiretinin reisi Küçük Ali ile oğulları Hacı ve Emin Beyler, bu olaya sert tepki göstermiş, kendisine bağlı adamlarıyla Çerkezler'in oturduğu yerleri yakıp yıkmaya başlamışlardı. Önüne çıkan hükümet kuvvetlerini bir kaç kez bozguna uğratan Ali Bey ve oğulları, yine bir çarpışma sırasında hükümet kuvvetlerini yenip müfreze komutanını da öldürmüşlerdi.
Küçük Ali Bey ve oğullarıyla baş edemeyeceğini anlayan yerel yöneticiler bunların üzerine büyük bir kuvvet göndermiş, çıkan çatışmada Küçük Ali Bey yakalanarak Sivas'a götürülmüş, Hacı ve Emin Bey ise kaçıp Kırşehir'de oturan dayıları Memili Beye sığınmışlardır.
Hacı ve Emin Beylerin izini sürüp Kırşehir'e gelen hükümet kuvvetleri, dayısı Memili Beyden Hacı ve Emin Beyi istemişler, fakat ret cevabı almışlardır. Çıkan çatışmada Hacı Bey öldürülmüş, hükümet kuvvetlerinin eline geçen kardeşi Emin Bey ise Sivas'ta tutuklu bulunan babası Küçük Ali Bey'in yanına götürülmüştür. Yazılı tarihlere geçmeyen bu olay, Basiretçi Ali Efendinin "İstanbul'da Yarım Asırlık Vekayi-i Mühimine" adlı eserinde üstü kapalı da olsa birazcık değinilmiştir. Namık Kemal'i Kıbrıs'a sürdükleri zaman kendisini korumakla görevli zabtiye bölük ağalarından Süleyman Ağa adında birisini vermişlerdi. Süleyman Ağa, Namık Kemal'in idamını ima ederek "Beyefendi size dair bana bir ferman vermediler. Acaba doğruca valiye mi gönderdiler?" demesi üzerine Ağa'nın fikrini anlayan Namık Kemal, "ne gibi ferman?" deyince, "Beyefendi bundan on sene önce Sivas'ta meşhur eşkıyadan Küçük Ali adında birisinin idam fermanını götürdüm. Sivas valisi Arnavut Zeynel Paşa'ya verdim. Ertesi günü Saray meydanında ferman okunduktan sonra Küçük Ali'yi cellatın önüne oturtup idam ettiler." denilmektedir.
Ürgüp'ün Ayvalı köyünden Hacı ve Emin Beylerin halası olduğu bildirilen bir kadın bu olaya şu ağıdı söylemiştir:
Ayvalı'da çıktım yayan
Dayan hey dizlerim dayan
Emin atlı ben de yayan
Uyan Hacı beyim uyan
Topaklı'nın kara taşı
Yandı ciğerimin başı
Babaları Güççük Ali
Emin Hacı'nın gardaşı
Odasında yanar ışık
Sofrasında gümüş kaşık
Uyan Hacı beyim uyan
Sol yanında çifte beşik
Kırşehir'in örenleri
Avlanıyor cerenleri
Oturmuş da ağlaşıyor
Hacı beyin yarenleri
Gemereğin yazıları
Ceylan avlar tazıları
Babam diye meleşiyor
Hacı beyin kuzuları
Anan ağlar başım diye
Gelin ağlar eşim diye
Küçük bacın pek zarlenir
Biricik kardaşım diye
Biner atın eyisine
Konar Mucur kıyısına
Öldürmüşler Hacı beyi
Haber verin dayısına
Vardım Erciyes dağına
Kuşlar konmuş mezarına
Hacı beyin kır atını
Çekin Sivas pazarına