Kurtuluş Savaşı yıllarında otorite boşluğundan yararlanan bazı kimseler, eşkıyalık ve tütün kaçakçılığına yönelmişlerdir. Bunlardan üç tane İlyas adlı şahıs vardır. Birincisi Katil İlyas, ikincisi Kırşehir Akçakent (Sıtma)'li Küçük İlyas olup aynı köylü Küçük İbrahimle yalnızca tütün kaçakçılığı yapmıştır.
Üçüncü İlyas ise, Çorum Sungurlu'ya bağlı Tatlı köyündendir. İlyas, tütün kaçakçısı iken, hükümet kuvvetlerine karşı gelip çatışmaya girmiş ve yörede eşkıyalığa başlamıştır. Çiçekdağı yakınlarında yakalanıp Ankara'ya götürülürken, Delice kavşağında Kızılırmak'tan geçerken müfrezelerin kolundaki kelepçeyi çıkartmasını fırsat bilip kaçmış, kaçarken bir kaç müfrezeyi yaralamıştır. Cumhuriyetin ilk affından faydalanıp köyüne dönen İlyas, hasımları tarafından pusuya düşürülüp öldürülmüştür. İlyas'ın ağzından söylenen türkünün mısraları şöyledir:
Çıkaydım Aygar Dağı başına
Kurban olam toprağına taşına
Alaydım Hacı Aslanla Ömer'imi peşime
Taburlar alaylar vız gelir bana
Kaymakam da benim ile uğraşır
Evrağım da İstiklali dolaşır
Kara haber köyümüze ulaşır
Taburlar alaylar vız gelir bana
Ayak basmam Çiçekdağı salına
İlan oldum paşasına beyine
Alman tüfeğiyle Aygar Dağına
Taburlar alaylar vız gelir bana
Koluma vurdular bir batman demir
Karaçaya geldim tükendi ömür
Adım İlyas diye söylenir ahir
Taburlar alaylar vız gelir bana
İlyas vurulduktan sonra altındaki atının köylüler tarafından korunduğu ve 32 yıl gibi uzun müddet yaşadığı söylenir. Keskinli Hacı Taşan tarafından iki kıt'ası plağa okunan İlyas için söylenen bir başka türkü:
Kır atınan indim Kara Dikme'den
Ölüm iyi bu cefayı çekmeden
Olura olmaza boyun bükmeden
Kızılırmak'ta sele gitti desinler
Karaçay'dan çıktım ne yaman soğuk
Gene buz bağladı şu kara bıyık
Bu günkü vatanım Çadırın Höyük
Çadırın Höyük'te kaldı desinler
Unuttun ahdini ettin zulumü
Yine her taraftan kırdın kolumu
Vadem tamam ise gel al canımı
Bir yiğit ahdinde durdu desinler
Eve geldim kır at evde deşinir
Hanımlar da kötü kötü düşünür
Eşyalar da evden eve taşınır
Eller de yurdundan göçtü desinler