Kırşehirli büyük saz ve ses üstadı Muharrem Ertaş'ın (1919-1980) oğlu Neşet Ertaş (1938), aslen Bolulu olan Leylâ adlı bir kızla 1960 yılında Ankara'da evlenir, çocukları olur. Aşiret dışından bir kızla evlendiği için baba Muharrem Ertaş, bu evliliğe pek rıza göstermez. Kızın ailesinin müdahalesiyle 1968 yılında Leylâ ve Neşet Ertaş ayrılırlar. Leylâ Ertaş'ın sahneye çıkması ve Neşet'ten ayrılmasına üzülen baba Muharrem Ertaş, oğul Neşet Ertaş'a şöyle seslenir:
Evelde tutmadın Neşet sözümü
Öksüz koydun yavruları kuzunu
Almasaydın Boluların kızını
Son pişmanlık fayda vermez evladım
Ben Neşet'im diyorsun o da der Leyla
Sebep oldu anası ayırdı böyle
Bir ben söyleyim Neşet bir de sen söyle
Ata sözü muteberdir evladım
Tükettin ömrümü koymadın özümü
Ata sözü tutmayan döver dizini
Leyla çıkmış konsere takmış pozunu
Bu da bize bir zuldür evladım
Temiz ruhlu hoş sohbetsin şöhretsin
Hakkın vardır evlenmeye evladım
Mevlam sebep olanları kahretsin
Aslı bozuk alma dedim evladım
Küsmedim Neşet'im kahrettim sana
Baban değil miydim sormadın bana
Olan olmuş yavrum ne deyim sana
Sen aklını yitirmişsin evladım
***
Neşer Ertaş'ın babasına cevabı:
Baba Muharrem Ertaş'm türküsünde geçen bazı sözlere oğul Neşet Ertaş çok üzülür, üzüntüsünü sazının o sihirli tellerine döker.
Aşkı kimden aldın sevgiyi kimden
Aslı bozuk deme gel şu insana
Soracak olursan eğer ki benden
Aslı bozuk deme gel şu insana
Yazımızı felek yazdı Mevladan değil
Senin dediklerin a dost evladan değil
Her hata suç bende Leyla'da değil
Aslı bozuk deme gel şu insana
Ulu arıyorsan analar ulu
Sevmişiz gönülden olmuşuz kulu
Analar insandır biz insanoğlu
Aslı bozuk deme gel şu insana
Seni beni kim getirdi cihana
Her oğulu doğurmuştur bir ana
Senin fikrin başka dostluk bahane
Aslı bozuk deme gel şu insana