TRT THM Repertuvarı'na Eskişehir türküsü olarak kaydedilmiş bu türkü Sadi Yaver Ataman'ın araştırmalarına göre kesin İstanbul türküsüdür. Hikayesi, özetle şöyledir:
İstanbul'da Yeşildirek Hamamı'nın arkasında bir çıkmaz sokak vardır. 19. yüzyılda, bu sokakta eski İstanbul evleri bulunmaktadır. Bu evlerin pencereleri sokağın karşısındaki hamamın bahçesine bakmaktadır. Evlerin birinde dul bir kadın oturmakta ve geçimini dikiş dikerek kazanmaktadır. Mahallenin hali vakti yerinde erkeklerinden Mehmet Ağa'nın gönlü bu dul kadına kayar. Kadını tavlamak için hamamın bahçesinden para kesesini gösterir sık sık. "Zenginim, seni rahat ettiririm" demek istemektedir. Sonunda kadını ikna eder, geceleri el etek çekildikten sonra buluşmaya başlarlar. Gel zaman git zaman Mehmet Ağa'nın karısı Hüsniye Hanım, bu yasak aşkı öğrenir. Bir gece dul kadının evini basıp kocasını yakalar. Karı koca birbirine girip küserler. Mahallenin ileri gelenleri araya girip Mehmet Ağa ile Hüsniye Hanım'ı barıştırırlar.
Mehmet Ağa'nın kızı Münevver'den olma torunu Zeki'nin Yeşildirek Hamamı'nda yapılan çalgılı oyunlu düğünü mahallede dillere destan olmuştur. Türküde adı geçen Nalcı Baba'nın nal dükkanı da Yeşildirek semtindeymiş.
Ataman, 1955 yılında kendisine bir mektup göndererek yukarıdaki olayı anlatan hanımla yüz yüze bir görüşme yapmış. "Yeni" lakabının nereden geldiğini öğrenmek istemiş. Ancak, tatmin edici bir cevap alamayınca; cepkenindeki uzun yenlerden dolayı Mehmet Ağa'ya "Yenli Mehmet Ağa" denilmiş olabileceği ihtimalini ileri sürmüştür.