Kurtuluş Savaşı'nın sona erdiği, düşmanların yurttan temizlendiği sıralar, Anadolu asker kaçakları ve eşkıyalarla doluydu.
Körünoğlu, Göksün'ün Çamurlu köyünden. Hali vakti yerinde, çevrede sayılan, sevilen birisi. Hanımı ise Pınarbaşı ilçesinin Melikgazi köyünden, orada bulunan Melikgazi Türbesinin bekçisinin kızı.
Günlerden bir gün Körünoğlu Mehmet, hanımı ile birlikte kayınpederini görmeye gidiyor. Altlarında iki at, atların üzerinde içi ağzına kadar dolu heybeler. Tam ikindi üzeri, Sarız'ın Kemer, İncemağara köyleri arasında Düşüktaş denilen yerde önlerine eşkıyalar çıkıyor. Körünoğlu tedbirsiz davranıyor, atını ılgarlayıp geri dönüyor. Çünkü arkadan eşkıyalar, "Erkeksen kaçma" diye haykırıyorlar. Karısı ise, "Sakın dönme, git, başını kurtar" diye yalvarıyor. Ama Körünoğlu geri dönüyor.
Eşkıyalar Körünoğlu'nu önce sol ayağının topuğundan vuruyorlar. Silahı, bir yere, kendi bir yere düşüyor. Sonunda üzerine çullanıp onu kama ile öldürüyorlar. Karısını da, kıymetli eşyalarını da alıp kaçırıyorlar.
Körünoğlu kimilerine göre karısı için, kimilerine göre de parası için öldürüldü. Öldürenlerin kimlikleri ise bugün bile belli olmamıştır. Ağıtta adı geçen İncemağaralı Karaman ve arkadaşları sadece bir söylenti üzerine tutuklanmışlar. O sıralar bölgenin bağlı olduğu Sivas ilinin Gürün ilçesindeki cezaevine konmuştu.
Yine o zamanlar eşkıyalık yapan, Çerkez Ethem'in kaçak adamlarından Çerkez Deli Ziya, suçlarından dolayı Pınarbaşı'nda idama mahkum olmuştu. Söylentiye göre, darağacında Ziya'ya "son arzusu" sorulduğunda, "Körünoğlu'nun hanımını biz kaçırmıştık, onu Koçdağı'ndaki Kara Mağara'ya götürüp orada öldürdük" diye konuşmuş.
Jandarmalar söylenilen mağarayı bulmuşlar, bakmışlar ki, kadının kemikleri orada duruyor, bu kemiklerden öldürülenin Körünoğlu'nun karısı olduğuna kanaat getirmişler. Bunun üzerine de Gürün'de hapis yatan Karaman serbest bırakılmış.