Kurtuluş Savaşı yıllarında dağlar eşkıya ve asker kaçaklarıyla doluydu. O zamanlar, yalnız Pınarbaşı - Kozan arasında yüz, yüz elli eşkıya grubu vardı.
8-10 kişilik eşkıya grubuyla Çolak da bunlardan biriydi. Çolak, Avşarlar'ın Deliler oymağından olduğu için kendisine Delileroğlu Çolak denmişti. Halk "Delleroğlu" biçiminde söyler. Aslında Pınarbaşı'nın Kılıçkışla köyünden olduğu halde Kozan'ın Anavarza köyüne yerleşmişti.
Cumhuriyet kurulduktan sonra devlet bu eşkıyalara "teslim ol" çağrısı yaptı. Hatta bunlardan bir kısmını yakalatarak Diyarbakır'a sürgüne göndermişti.
Ama eşkıya Çolak bu çağrıya uymadı. 1332-1933 yıllarında devlet güçleri Çolak'ı Kılıçkışla köyünde bir evde kıstırdılar. Kendisine Kayseri valisinin geldiğini, teslim olması gerektiğini söylediler.
Anlatılanlara göre Çolak bunlara inanmaz ve:
- "Vali olduğunu nereden bileyim? Şapkasını gösterin de anlayayım" der.
O zamanlar fötr şapka yalnız Kayseri valisinde vardır. Çolak'ı inandırmak için, valinin şapkası bir öküzün boynuzuna bağlanıp eşkıya Çolak'a doğru sürülür. Fakat Çolak, derhal öküzü vurup öldürür. Bu arada ev sahibini de vurur.
Kimilerine göre ise bu şapkayı bir adama giydirip onu ileri sürerler.
Bundan sonra vali, evin üzerindeki otu yaktırarak evi ateşe verdirir. Damın üzeri ateşler içinde yanarken Çolak ve arkadaşları yamçılarını ıslatıp yangından kaçar ve kurtulurlar. Hatta Çolak, kurşun menzilinden çıktıktan sonra dönüp valiye okkalı bir küfür de savurur. O sıralar Kayseri valisi Nazmi Toker'di.
O arada eşkıya Çolak'ın en yakın arkadaşı Gökçek İsmail'di. Devlet Gökçek İsmail için de sürgün emri çıkarmıştı. Günlerden bir gün, işte bu Gökçek İsmail'in kardeşi, Katil Ahmet ve Nurvanalı İmdat Çavuş Kayseri valisinin makamına çıkarlar:
- "Biz eşkıya Çolak'ı vurdurursak tüm arkadaşlarımızla birlikte bizi affeder misiniz?" derler.
Vali "evet" der ve yeminler edilir...
Bundan sonra, plan gereğince, Tomarza'nın Karacaören yaylasında Çolak'a bir ziyafet verilir. Yenilir, içilir. Tüm yanında olanlar Çolak'ın samimi arkadaşları oldukları için onlardan kuşkulanılmaz.
Yemekten sonra herkes uykuya döleşince Gökçek İsmail'le kardeşi, Çolak'ı silahla öldürür, arkasından arkadaşlarını da öldürürler. Kordonlu saatini ve öteki eşyalarını da alırlar. Sonrası, hükümete haber uçar, jandarmalar ve doktor muayeneleri...