Derler ki, 1865 iskanından sonra göçebelikten yerleşik hayata geçildiği sıralarda, ya da seferberlikten 30-40 yıl kadar önce iki ünlü ağa birbirleriyle atnaşırlar (zıtlaşırlar). Bu ağalardan birinin dokuz, ötekinin dört oğlu vardır. Dokuz oğlanlı ağa her zaman ötekine arba (üstün) gelirmiş.
Sonunda dört oğlanlı ağa bu baskılardan yılıyor ve günün birinde kiralık bir katil bulup dokuz oğlanlı ağayı ortadan kaldırmayı planlıyor. Bunun için önce bir kama yaptırıyor, bu kamayı çarklatıyor, zehirletiyor ve kiralık katilin eline veriyor. Arkasından da, "Dikkatli ol, öldüreceğin adamda tabanca var" diye tembih ediyor.
Planladığı gibi kiralık katil zehirli kama ile dokuz oğlanlı ağayı arkadan kamalıyor, fakat son anda dokuz oğlanlı ağa da kiralık katili vurup öldürüyor, kendisi de ölüyor.
Beri taraftan dokuz oğlan işin aslını anlayıp dört oğlanlı ağayı hedef seçiyor. Bunlar kendi planlarını kuradursun...
Dört oğlan daha atik davranıp üzerilerine gelen dokuz kardeşten önce beşini, sonra da dördünü pusuya düşürüp öldürüyor.
Bu olayda dokuz oğlanlı aileden, sadece, Boz Ömer'in yedi yaşında bir oğlu kalmıştı. Anlatılanlara göre, anası bu oğlanı alıp Yalak (Yeşilkent) kasabası yakınlarındaki "İsli Mağara" denilen yere götürüyor. İsli Mağara aynı zamanda hayvan kömü (ağılı) olarak da kullanılmaktadır.
Anası bu geniş mağarada çocuğu iyice yetiştiriyor. Orada ona yedi yıl bakıyor, kılıç çekip, silah atmasını öğretiyor, sıkı bir eğitim yaptırıyor. Çocuk on, on beş yaşına doğru gelince anasına:
- "Niye beni böyle yetiştiriyorsun, maksadın nedir?" deyince anası,
- "Sen yetiştin mi ondan haber ver" diye cevap veriyor.
Oğlunun silah kullanmada tam olarak yetiştiğini anlayan anası, gerçeği ona bir bir açıklıyor ve:
- "İşte babanı, amcalarını öldüren onlardır" diyerek sözü bağlıyor.
Bu arada dört oğlanlı ağa, dört oğluyla birlikte, koyunların kırkım zamanı, Binboğa'daki yaylasında koyun kırkım yerine geliyorlar.
Tam bu sırada, çocuk da uygun bir yerde siper alıp bekliyor. Kadın da atıyla, silahıyla karşı tepenin ardından durumu izliyorlar.
Dört oğlan öğle üzeri mola verip yemeğe oturunca, çocuk silahını ateşliyor, ağayı da, dört oğlunu da vurup öcünü alıyor.
Şimdi Yalak yaylasında bulunan bu yere, bugün de "Kırklıkçılar Mezarı" denir.