Cumhuriyet'in kurulduğu yıllarda dağlarda çok sayıda eşkıya vardı. Bunların içinde namus meselesinden dolayı eşkıya olanlar olduğu gibi, kan davasından, hırsızlıktan ya da sadece ün yapmak için dağa çıkanlar da vardı. Yine o yıllarda bazı ağaların bunları korudukları, onlara yataklık yaptıkları ileri sürülmekteydi. Eşkıyalar zaman zaman köyleri basarlar, yağma yaparlar, halkın huzurunu bozarlardı.
Cumhuriyet'in onuncu yılına doğru (1932-1933) devlet bunlar için bazı düzenlemeler yapmak zorunda kaldı. Yakalanan ve teslim olan eşkıyalardan suçlu bulunanlar topluca Diyarbakır'a sürgüne gönderildiler. Bunların bir kısmı daha sonraları serbest bırakıldı, bir kısmı da orada öldü.
Bu arada, eşkıyaları korudukları, kolladıkları savı ile Kadirli, Kozan, Ceyhan ağalarından bazıları da sürgüne gönderildi. Bunların içinde (Sarı) Emin, Remzi (Özdemir), Tevfik Karamüftüoğlu, Hakkı Çavuş ve diğerleri gibi ünlüler de vardı.