Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazelendi yürek yarası
Ben bu derde kimden derman bulayım
Meğer Şah elinden ola çaresi
Türlü libas giymiş gülden naziktir
Bülbül cevreyleme güle yazıktır
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
Güle güle gelir canlar paresi
Benim uzun boylu servi çınarım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
Mihrabımdır iki kaşın arası
Güzel ile muhabbete doyulmaz
Muhabbetten kaçan insan sayılmaz
Münkir üflemekle çırağ söğünmez
Tutuşunca yanar aşkın çırası
Pir Sultan'ım kati yüksek uçarsın
Selamsız sabahsız gelir geçersin
Dilber muhabbetten niye kaçarsın
Böyle midir yolunuzun töresi
***
Cahit Öztelli "Evlerinin Önü" adlı araştırmasında
eseri şu şekilde aktarıyor (s.490-491, sayı 3)
Aynı sözlerle Türk Halk Şiiri Antolojisi - Ali Püsküllüoğlu
Bilgi Yayınları: 224, Antoloji Dizisi: 2
Bilgi Yayınevi, Birinci Basım, Haziran - 1975
s.138'de eser şu şekilde aktarılmaktadır
Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazelendi yürek yarası
Ben bu derde kanda çare bulayım
Meğer Şah elinden ola çaresi
Türlü donlar geyer gülden naziktir
Bülbüle cevr etme güle yazıktır
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
Güle güle gelir canlar paresi
Gel benim uzun boylu serv ü çınarım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
Mihrabımdır iki kaşın arası
Didar ile muhabbete doyulmaz
Muhabbetten kaçan aşık sayılmaz
Yezit üflemekle çırağlar sönmez
Tutuşunca yanar aşkın çırası
Pir Sultan'ım Abdal yüksek uçarsın
Selamsız sabahsız gelir geçersin
Aşık muhabbetten niçin kaçarsın
Böyle midir yolumuzun töresi