Sultan Hamit devrinde Yemen'de bir isyan baş gösteriyor. Mir Ali Bey de Sivas'ta gerek halk arasında gerek orduda çok sevilen bir kumandan. Zaman zaman da o günün padişahı Sultan Hamit Mir Ali Bey'den korkar. Yemen isyanını bastırmak için Mir Ali Bey'in mahiyetine seçme beş yüz asker ve at verir. Yemen'e hareket etmesini emreder. Bu isyanı bastırdığı taktirde o yerlerin valisi olacağını müjdeler. Mir Ali Bey'in ise Hamidiye Alayı diye bir de emrinde alayı vardır.
Hemen yola çıkar. Niğde'ye uğrar. Şimdiki Niğde istasyonunun bulunduğu yer o zaman çayırlıktır. Burada birkaç gün konaklar. Niğde halkı ve Niğde beyleri yiyecek içecek verir, her hususta yardımlarını esirgemezler. Mir Ali Bey Niğdeliler'in bu misafirperverliğine, candanlığına hayran olur. Memnuniyetini ifade eder. Mir Ali Bey Niğde'den ayrılırken bütün Niğdeliler şimdiki istasyonun bulunduğu o zaman çayırlık olan alanda toplanarak Mir Ali Bey'i Yemen'e uğurlar. Adeta bir bayram havası içinde uğurlanır. Mir Ali Bey elveda diyerek Niğde'den ayrılır.
Mir Ali Bey Yemen'e ulaştığında padişahın kalleşçe bir oyunu olduğunu anlar. Çünkü padişah askerin yiyeceği diye un yerine kum göndermiştir torbalarda. Sular kesilir. Kum tipisine yakalanan askerler Mir Ali Bey ile birlikte şehit olur. İşte bu vahim olay karşısında Niğdeli şairlerden birisi bu türküyü yakar.