Kadir Mevlam nettik neyledik sana
Merhamet kıl bize kullar perişan
El açıp yalvardık geldik kapına
Bu derdin elinden hallar perişan
Bir taun belası her yanı sardı
Masum yavruları kopardı aldı
Analar babalar şaşırdı kaldı
Nere gidek bilmem yollar perişan
Kahpe felek garez etti işledi
Kız gelinden koç yiğitten başladı
Üç yüz on sekizde geldi kışladı
Ocaklar söndürdü köyler perişan
Azrail de ara yerde dolaşır
Derde düşen derdi ile uğraşır
Sağ kalanlar figan eder ağlaşır
Lal olmuş söylemez diller perişan
Çam gibi yiğitler yere yıkıldı
Derde düşen yataklara çakıldı
Dişleri söküldü beli büküldü
Serindeki sırma teller perişan
Ecel oku geldi vurur yatırır
Dertlilerin dermanını bitirir
Ağa paşa demez alır götürür
Sırtı samur kürklü beyler perişan
Mecidiye hasret bir arşın beze
Musallaya varan yetişti yüze
Nebiler Serveri imdat kıl bize
Şefaat kanısın ağlar perişan
Zor imiş çekilmez feleğin yayı
Gayet soyka imiş bu derdin huyu
Kırıldı tükendi Bozlapa köyü
Giden gelmez oldu sağlar perişan
İflah olmaz oldu bu derde düşen
Var mıdır alemde taktiri bozan
Hacı Doğanoğlu destanı yazan
Medet Allah der de söyler perişan