Kuşluk yemeği çekilir
Altı kaymak üstü şeker
Ekizli'de koca tarla
Otun' döver beş yüz bekar
Altın fincan gümüş tabak
Beşikte ağlıyor bebek
Kızlar Adana'ya düştü
Dördünün de başı kabak
Geldin mi Hayriye Hanım
Dolu oğlumun cezvesi
Gelin hele çift gelinim
Şu hanginizin öznesi
Adana'da asılanın
Dördü de Kibar uşağı
Ben ağamı bilmez miyim
Kumaş yığılır döşeği
İşlik giyerdi oymalı
Konağı yeşil boyalı
Kibar yemek yemez oldu
Asılma lafın' duyalı
Uyur uyur uyanırım
Dizlerime dayanırım
Çıkmam diye senet verdim
Ağ bebeğe güvenirim
Ali Ağa Memmet Ağa
Bana ne diyonuz yuva
Kaçan kandan kurtuluyor
Al martini dinel dağa
Adana'dan aldım keçe
Saraçlardan seçe seçe
Darağacı kuruluyor
Kaç ha Memmet Ağam kaç ha
Fermanları yazılıyor
Bacıları sızılıyor
Darağacına asmışlar
Kara bıyık süzülüyor
Koyun kuzular şişeği
Devesi potlar köşeği
Adana'da asılanın
Dördü de Kibar uşağı
Musula camız düzdürür
Sarrafa lira bozdurur
Memmet Bey'im olsayıdı
Oğlun' yanında gezdirir
Biri Memmet biri Ali
Veyli çiftçelerim veyli
Menciliste şor verilir
Sanırsın istekli tülü
Konak da konağa karşı
İçi bedestenli çarşı
Ağlama Feride Abla
Yandaki düşmana karşı
Adana'dan vali biner
Buyurur konağa iner
Horta atmıyom kör oluyum
Beş yerde kandili yanar
Adana'dan haber geldi
Yatamıyom uzun gece
Her gelen delikten bakar
Evliya yapılı hoca
Dar ağacı koşal koşal
Görenlerin aklı şaşar
Beyler asılmaya gitmiş
Bebekler ardına düşer
Yusuf'umun gözü söbe
Müftünün sakalı kaba
Aldım elime sarığı
Geziciyim oba oba
Abaniyesi başında
Fermanı bağlı döşünde
Dört oğlumun birin' asman
Aşiretin hali fena
Asıyorlar sıra sıra
Can veriyor süne süne
Dört oğlumun birin' asman
Aşiretin hali fena
Yusuf ayım müftü günüm
Verin kefenini yuyum
Dördünü de bir astılar
Gelinlere ben ne deyim
Her gelen delikten bakar
Güzellik Yusuf'u yakar
Asman Müftü'yü Müftü'yü
Korkarım gelinler çıkar
Yaşa padişahım yaşa
Yazılanlar gelir başa
Biz Müftü'yü vermek diye
Mapuslar düşmüş telaşa
Ta ezelden ezel böyle
Bozuk Osmanlı'nın fendi
Eğer buna kim derlerse
Azizli Mehmet Efendi