Emekli Öğretmen Şair Şaban Şükrü Sarı'dan rivayet:
Kütahya'da hıdırellez kutlamalarını meşhur Hıdırlık tepesinde yapmak için iki mahalle gençleri mücadele edermiş. Biri Sultanbağı Mahallesi diğeri Gökçimen Mahallesi. Bu iki mahallenin gençleri hıdırellez öncesi hazırlık eder kuvvet gösterisi güç gösterisi yapmak için kavgaya tutuşurlarmış. Bir mahallenin gençleri diğer mahallenin gençlerine haber salar kavgaya davet edermiş. Kavga asil davranışlar içerisinde yapılır yenik düşen çekilir kazanan tarafın mahalle sakinleri Hıdırlık'ta hıdırellez günü kutlamaya hak kazanırmış. Gökçimenli Kazım (Kasım) aslen yeni askerden gelmiş evli ve bir kızı var (babaannem). Kasım yiğit, efe, gururlu ancak böyle çocukça şeylere itibar etmez bu hadiselere karışmaz imiş. Ancak ne var ki Göççümenli (Gökçimen) arkadaşları alay eder dalga geçer kavgaya karışmadı diye olmadık tahrikler ederlermiş. (Hıdırlık tepesi Sultanbağı Mahallesi ile Gökçimen Mahallesi arasında bulunan bir tepelikdir, bu tepeliğin yamacında bulunan mezarlığın ortasından Gökçimen'e yol geçer.) Velhasıl ağır tahrik olan Kasım efe dayanamaz kavgaya izlemek amacıyla belki gençler yenilecek olursa yardım ederim gayesiyle hıdırlığın eteklerine doğru yol alır, Kasım efenin anası yapma etme delilik yapma gençlere uyma diye yalvardı isede netice alamamış. Kasım efenin geldiğini duyan gençler birbirlerine haber etmiş Sultanbağlıları bir korku salmış, sultanbağlı genç (ismi hakkında rivayetler çeşitli) mezar arası yoldaki kavgadan sıyrılıp hemen bir mezar taşının arkasına saklanmış eli de belinde kamada hazır korku ile beklemeye başlamış, Kasım Efe yukarıdan gelişinde hem bağırıyor gençlere kavga sona ersin ayrılınsın diye hem de aşağıya doğru Sultanbağlıları kovalıyormuş, koşmaya devam ederken saklanan genç yukarıdan koşup gelen Kasım'ı fark etmiş kendi üzerine geldiğini sanarak beline davranmış o heyecanla kama darbeleriyle Kasım Efe'nin üzerine çullanmış. Ortalık toz duman hepsi çil yavrusu gibi dağılmış mezar arası kan gölü olmuş; Kasım efe yerde.
Bir rivayet orada hemencecik öldüğü; ancak babamın bana aktardığı rivayette Kasım efenin babası Mehmet dede bir doktorla anlaşıp yarasını iyi ettirmek için pazarlık yapmış. Yara iyi olmaya yüz tutarken doktor pazarlık harici biraz daha altın istemiş dedem pazarlığın dışına çıkmam dediği için doktor yarasını deşmiş ondan sonra ölmüş.